HAMOĞLU ŞÜKRÜ AĞA
Evi meydanlığa bakan Hamoğlu Şükrü Ağa, o yıların hatırı sayılır, şehrin zenginlerinden demiştim. Hamoğlu Şükrü Ağa’nın ineklerinin meşhurluğu kadar çömlekçiliği ve çömlekleri de meşhurdu. Namazgah yönünden İskilip yoluna çıkışın üzerinde bir de çömlek yapım atelyesi vardı. O yıllar çok revaçtaydı toprak yapımı kaplar. Küp, tağar, testi, sırlı sırsız büyük küçük çömlekler...
Küplere turşu kurulur, tağarlara (küpün ortadan kesilmiş şeklindeki, ağzı büyük alt kısmı) un basılır, testilerle su taşınır, sırlı küçük çömleklere çeşit çeşit pekmezler doldurulurdu. “Keskin sirke küpüne zarar verir” deyimi, o zaman kullanılan turşu küpünden dolayı söylense gerek. Kimi çömleklere kuru bakliyatlar da konurdu. Kışın beslenerek yağ tutmuş besi kazlar kesilir, yağları küçük sırlı çömleklere basılır, etlerinden diki (kavurma) yapılarak yemeklerde kullanılmak için sepetlere konur, sepetyer mahsenin (evin altında bodrumumsu oda), tavanına, duvarına asılır, kış boyu kullanılırdı. O yıllar buzdolabı yoktu çünkü. Varsa da şehrin çoğu ailelerinde yoktu.
Yıllar sonra Hamoğlu Şükrü Ağa’nın çocukları Mustafa ve Halit yetişip işleri babasından devralınca çömlek atelyesini bırakıp buranın yerini kiremit tuğla fabrikasına dönüştürdüler. Şehre ilk fabrika yapanlar Hamoğlu Şükrü Ağa’nın çocuklarıdır. Bugünün İstanbul Kız Kulesi işleticisi rahmetli Ahmet Hamoğlu Yazı Çarşılıdır ve Şükrü Hamoğlu’nun torunudur.
Hamoğlu Şükrü Ağa’nın çocukları ve torunu Yazı Çarşı’daki Cumhuriyet İlkokulunda okudular.
Hamoğlu Şükrü Ağa çok büyük çapta çiftçilik de yapardı. O yıllar hiç kimsede olmayan Massey harris marka kocaman bir traktörü vardı. Boş zamanlarında bu traktör hep evinin önünde meydanlıkta dururdu. Torunu Ahmet Hamoğlu küçükken traktörün üzerine çıkar “vın-vın” gibi motor sesi çıkararak direksiyonunu sağa sola çevirir, üzerinde oynardı.
Turşu ve Pekmez koymada kullanılan toprak kaplar…
(SÜRECEK)