BİR TÜRKİYE GÖRÜNTÜSÜ…

Abone Ol

Ümmet ve de Millet…

Millet: Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluktur.

Ümmet: Yaygın kullanımıyla, bir peygamberin tebliğ ettiği dine inananların meydana getirdiği topluluktur. Ümmet kavramında soy birliği önemli değildir.

Ve de ümmet sözcüğü günümüzde daha çok Müslümanlar için kullanılmaktadır.    

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana da devam eden bir kavgadır.

Köy Enstitülerinin kapatılmasında da önemli nedenlerden biri olan ve de Köy Enstitüleri ile İmam Hatipleri karşı karşıya getirmiş olan bir kavgadır.

*     *     *

Algı ve de olgu…

Olgu, birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı bir gerçek, bir sonuçtur.

Algı ise bir olguyu daha da kavranır hale getirmek ya da hedefinden saptırmaktır.

İşte ülkemiz siyasetinde algı, gerçeği saptırarak siyasi çıkar için kullanılır olmuştur.

Sonuçta olgu ile algının sürekli birbirinin yerine geçtiği, birbirinin yerine kullanıldığı bir siyasal zemin yaratılmıştır.

Ve birçok alanda olduğu gibi, siyasette de algının olguyu gölgelediği ve de hem iktidar çevresinde, hem muhalefetin dilinde algıları gerçeklere dönüştürmeye, gerçekleri algıyla bozmaya çabalayan bir dil, bir yaklaşım yerleşir olmuştur.

*     *     *

Test ve de tost…

19 milyon ilk, orta, lise öğrencisi… 7 milyon üniversite öğrencisi…

İşte bu toplam 26 milyon öğrenci ve de genelde eğitim sistemi, adeta test ile tost arasına sıkıştırılmıştır.

Ve bu sorun, yalnız sınav ismi değiştirilerek de çözülememiştir.

Nitekim 1974’den itibaren “Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi” (ÜSYM, 1981’de ÖSYM olmuştur ) tarafından yapılan merkezi sınavlarda:

ÜSS, ÖSS, ÖYS, YGS, LYS, YKS, TYT, AYT isimleriyle yapılan sınavlarla ne yükseköğretime geçiş çözülmüştür ne de eğitimdeki çarpıcı başarısızlık…

Geçmişten günümüze ortaöğretimde de:

Liselere Giriş Sınavı (LGS),  Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS),  Seviye Belirleme Sınavı (SBS), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) ve günümüzde uygulanan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ile yapılan merkezi sınavlarla ne ortaöğretime geçiş çözülmüştür ne de çarpıcı başarısızlık.

Yani baskın anlayış, eğitimi sınavlarla düzeltme anlayışı olmuştur.

Ve de bugün yine gündemdedir.

*     *     *

Liyakat, mülakat ve de sadakat…

Örneğin ülkemizde sıkça görülen uygulamalardan biri olan ve özellikle isimlere açılan akademik pozisyonlar, üniversitelerimizi politize kurumlara çevirir olmuştur.

Ve bugün mülakat, gençlerin gözünde aşılamayacak bir bariyer olarak görülmüştür.

Peki, işe alım süreçlerinde devlet kurumları mülakat yapar mı? Elbette ki yapabilir.

Nitekim bugün Türkiye’de, bürokrasiye ve de üniversite kadrolarına işe alım süreçlerinde mülakat önemli bir yer tutmaktadır.

Ama mülakatta, liyakat yerine özellikle “sadakat” aranmıştır.

Ve ülkemizde uygulanan mülakat, büyük ölçüde “makbul” adayların bir adım öne geçmesini sağlayan bir mekanizmaya dönüşmüş ve de etkin kadrolar, büyük oranda siyasi bakışlara göre belirlenir olmuştur.

Sonuçta “liyakat” ikinci plana itilip “sadakat” aranmasıyla, devlet kurumlarına giydirilen politik elbisenin bedelini tüm Türkiye ödemiş ve de ödemektedir.

*     *     *

Otokrasi ve de demokrasi…

Cumhuriyet bugün 101 yaşında…

Bu süre içinde 12 kez sıkıyönetim ilân edilmiş. 25 kez Kürt isyanı olmuş. 5 kez askeri darbe ve askeri müdahale olmuş, doğuda 15 yıl “olağanüstü hal” uygulanmıştır.

Neredeyse cumhuriyet tarihi isyanlar, sıkıyönetimler, darbeler tarihine dönüşmüştür.

Evet, Cumhuriyet 101 yaşında ama bu ülkede:

-40 yıl “türban” tartışması yaşanmıştır.

-70 yıl “komünizm” korkusu yaşanmıştır.

-101 yıl “şeriat gelecek” korkusu yaşanmış ve de yaşanmaktadır.

-44 yıl “ülke bölünecek” korkusu yaşanmış ve de yaşanmaktadır.

İşte bu korkularla ve de bu nedenlerle demokrasi değil, adeta otokrasi işlenir olmuştur.

Ve de Türkiye’nin demokratikleşme çabaları, bugüne kadar kurumsallaşmış bir demokratik sistem yaratamamıştır.

*     *     *

Yani sonuçta Türkiye:

“Ümmet ile Millet”, “Algı ile Olgu”, “Test ile Tost”, “Liyakat ile Mülakat”, “Otokrasi ile Demokrasi” ve de “Övgü ile Sövgü”, “Arsa ile Borsa” tartışmalarıyla yorgun düşen bir ülke olmuştur.