BİR MANİNİZ YOKSA…

Abone Ol

Bizim kuşak internetle tanışmadan büyüdü, neyse ki 40’lı yaşlardan sonra hayatımıza girdi.

Şimdi nimetlerinden yararlanıyoruz, elbette yararlanacağız .

Çocukluğumuzda biz çocuklar iletişim araçlarıydık ve çok öğretisi vardı bizlere.

Bir komşuya oturmaya mı gidilecek, kibarca randevu alırdık.

Kapıyı tıklatır  “Remziye hanım teyze , (veya Ali bey amca) -burada hanım ve bey vurgusu çok önemliydi ,kibarlık nezaket öğrenirdik hitap etmeyi öğretirdi büyüklerimiz bize- “Bir maniniz yoksa akşam size oturmaya geleceğiz.”

Hanım teyzeler veya bey amcalar “buyursunlar” veya “bir manimiz var” diye kibarca başımızı okşarlar, büyük bir özgüvenle eve dönerdik .

Şimdi çocuklarımızı odalarından çıkaramıyoruz, bırakın bir başka mahalleye yalnız göndermeyi, alt kata bile gönderemiyoruz.

Alt kattaki komşu ile tanışmıyoruz belki. Sonra çocuklara bahane ve uzun süren çatışmalar, psikologlar, danışmanlar…

Komşu sohbetleri yok artık, çekirdek aile bile bir araya gelip sohbet edemez durumda, hepimiz elimizde telefon, dünyayı kurtarıyoruz.

Kütüphane , okuma , araştırma, ansiklopedi , eve gelen gazete dergi yok artık.

Hayat Mecmuası gelirdi bizim eve,  bütün aile kapışarak okurduk, kim elinden bıraksa diğeri kapardı, içinde yok yok , hayatın her türlü bilgisi , kültürü sanatı  öğrenirdik .

Benim  sanata olan ilgim hayat mecmuasının orta sayfasındaki  başyapıtlarla olmuştur.  Daha beş altı yaşlarında Leonarda, Monet , Cezane  ,Picasso, Van Gogh ordan tanıdım. Okumayı bilmezdim resimlerinin üzerinde ellerimi gezdirirdim.

Canım babam onları ciltletirdi Matbaacı Osman Bey Amcaya. En büyük keyfim de cilt kapaklarının arkasındaki ebru desenli kağıtlardı.

Ayrıca cemiyet haberleri, moda, bilim, bulmacalar , tarih ,çizgi roman, sinema, daha neler…Doğru ve güvenilir bilgiler, kısacası kültür evimize gelirdi.

Ayrıca resimli bilgi ansiklopedileri içinde yok yok . Günlük eve alınan gazeteleri saymıyorum daha.

Şimdi belki bilgiye çok çabuk ulaşılıyor ancak doğruluğunu tam teyit için doğru alanları bulmak, bilmek gerekiyor.

Şimdi öyle bilgi kirliliği oluştu ki hangisi doğru, hangisi yanlış bilemiyorsun.

Bazen sosyal medyada dolaşan şiirlerin şairleri bile birden farklılaşıyor.

Hepimiz her konuda uzman olduk, kesin bilgi gibi konuşuyoruz.

Kendi duygularımızı yitirdik alıntı yapmaktan…

Bayram ve özel  gün mesajları bile sahte, başkasına ait samimi içten değil.

Özgün ve inandırıcı değil.

Özel günlerde özenle yazılmış özgün el yazılı kartları, mektupları, büyüklerin ellerinden ,küçüklerin gözlerinden öpmeyi, selam etmeyi özledik.

Eskiden harita ile çıkardık bir yola, nerede , ne var veya adres tarifleri olurdu beyimizde kodladığımız .

Navigasyon satalitinden koptuğu anda ortada kalıyoruz,  harita  bilgisini, okumasını unuttuk. Hele  yeni nesil hiç bilmez.

Evet internet hayatımızın önemli bir parçası olduğu gibi, hayatın da internete ihtiyaç duymadan da güzelliği ve anlamı vardır.

İnternet olmasaydı, belki de daha fazla yaratıcılık, daha fazla keşif ve daha fazla güvenliğe sahip olurduk.

Önemli olan, teknolojiyi kullanma tarzımızı doğru dengelemek gerekir diye düşünüyorum.

Ankara