Dört maçlık galibiyet serisinin ardından Düzcespor ve Isparta maçlarında 5 puan kaybedilmesiyle oluşan karamsar hava, rakiplerin puan kayıpları ve son Arnavutköy Belediye galibiyeti yerini yeniden umuda bıraktı. Tabii, bu benim değil, şehirdeki genel görüş. Oysa uzun lig maratonunda bu tür iniş ve çıkışlar olabileceğini ve olduğunu herkes biliyor. Ama, ne hikmetse bir galibiyetle şampiyon, bir yenilgi ile tuzla buz olma modundan bir türlü çıkamıyor bu şehir. İkinci yarıda da bu tür gelgitler olacaktır. Bu yüzden, sezonun son düdüğüne kadar pes etmemekte fayda gördüğüm için bunları yazıyorum.
Gelelim Arnavutköy maçına… Rakip sahalarda yediği gol sayısına da bakarak, katı savunma anlayışında bir Arnavutköy Belediye izleyeceğimizi düşünmüştüm. Öyle olmadı. Savunma kadar hücumu da düşünen ve özellikle arkaya atılan uzun toplarla etkili olmaya çalışan ve bunda da kısmen başarılı olan bir takım izledik. Buna karşılık, oyunun genel kontrolü Çorum FK’daydı. İlk yarıda Ferhat’la önemli fırsatlar yakaladı kırmızı-siyahlı ekip ama değerlendiremedi.
53.dakikada kazanılan penaltı ve ardından Arnavutköy savunmasının belkemiği Kamil İçer’in çift sarıdan kırmızı kartla oyun dışında kalması, maçın gidişatını kökten değiştirdi. Kırmızı karttan sonra Çorum FK Teknik Direktörü Tahsin Tam’ın zaman kaybetmeden Murat Yıldırım ve Burak Çalık gibi iki deneyimli oyuncuyu sahaya sürmesi, onların da gününde olmasıyla kontrol tamamen Çorum FK’ya geçti. Daha dominant bir oyun sergileyen Çorum FK, 73.dakikada Burak Çalık’ın düşürülmesi üzerine kazanılan penaltıyı yine Sinan Kurumuş’un gole çevirmesiyle farkı ikiye çıkarttı. Bu golle rakibin tüm direncini kırıp, fişi çeken Çorum FK, net skorlu bir galibiyet alarak, devre arasına zirvenin 3 puan gerisinde, mutlu ve umutlu girdi.
Maçta, üçü Çorum FK, biri Arnavutköy Belediye’nin olmak üzere iptal edilen dört gol vardı. Tekrarında da izlediğim için söylüyorum, bence Çorum FK’nın iki golü, Arnavutköy’ün ise golü güme gitti. Yardımcıların bayrakları skora direkt etki etti. Buna karşılık, orta hakem Raşit Yorgancılar iyi bir yönetim gösterdi diyebilirim.
Taraftarın performansını da beğendim. Ceza sınırında olunması nedeniyle çok dikkatli davrandılar ve bıçak sırtındaki ilk sınavı başarıyla verdiler. İşte olması gereken tam da bu.
Bireysel performanslara gelecek olursak… Tahsin Hoca’dan başlamak istiyorum. Kesinlikle oyunu iyi okuyor ve hamleleri hep yerinde. Mert Nobre gibi ezbere değişiklik yapmıyor. Nere aksıyorsa, direkt oraya müdahale ediyor. Bu maçtaki müdahaleleri ve dolayısıyla performansı gayet iyiydi.
Kaleci Bayram, yine kritik kurtarışlar yaptı. Her ne kadar ne zaman ne yapacağı belli olmasa da, gününde olan bir Bayram’a gol atmanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha gösterdi. Daha da iyi olacağını düşünüyorum.
Sağ bekte Mustafa Emre Yalçınkaya, yine çok iyi bir maç çıkarttı. Isparta ve Arnavutköy maçlarında ortaya koyduğu performansla bek transferini rafa kaldırttı. Fiziği, tekniği, oyun bilgisi ve futbol zekâsıyla gelişime açık bir oyuncu. Umarım bu şekilde devam eder. Çorum FK için büyük bir kazanç.
Erkan Kaş’la ilgili Afyonspor maçı hariç olumsuz bir şey yazdığımı veya konuştuğumu hatırlamıyorum. Belli bir çizginin altına inmiyor zaten. Bek olmasına rağmen sol kanadı otoban gibi kullanıyor. Bu sezonun en iyi bireysel performansı bence Erkan’a ait. Bravo!
Savunmanın göbeğinde kim oynarsa oynasın, geçen sezondan da gelen bir uyum var. Bu maçta da Salih Zafer Kurşunlu ve Emre Öztürk gayet iyilerdi. Emre bir kez top kaybetti, onda da kaleci Bayram gole izin vermedi. Emre’nin biraz daha basit oynamayı tercih etmesi lazım.
Ali Akkuş, o da Erkan gibi belli bir standardın altına düşmüyor. Deneyim farkıyla formayı çoğu zaman ağabeylerine kaptırıyor ama bu onun yetersiz olduğu anlamına gelmiyor. Bu maçta da gayet iyiydi.
Suat Kaya ve Enes Nalbantoğlu, her an skora katkı yapabilecek oyuncular. Haftalar geçtikçe takıma katkıları daha da artıyor. Suat bu konuda Enes’e göre daha istikrarlı. Ama bu maçta Enes daha iyiydi. Kilo fazlasını da atabilirse, ikinci yarıda daha skorer bir Enes izleyeceğimizi düşünüyorum.
Ferhat Yazgan, geldiğinden beri belki de en iyi oyununu oynadı. 29’da kaçırdığı gol klasına yakışmasa da, takımın adeta beyni diyebilirim. Tüm pas bağlantılarını Ferhat sağlıyor.
Atakan Akkaynak, bu maçta durgundu. Uzaktan sürpriz şutlarını bu kez pek göremedik. Ama tek denemesi penaltıyı getirdi ve bu penaltı da Çorum FK’yı 1-0 öne geçiren golle sonuçlandı.
Sinan, akan oyunda olmasa da, penaltıdan atmaya devam ediyor. İlk penaltı öncesinde topu saklaması ve Atakan’a verdiği pas usta bir golcü işiydi. Ofsayda biraz daha dikkat etmesi ve ileride daha diri kalabilmesi için geriye fazla gelmemesi lazım.
Oyuna ikinci yarıda giren oyunculardan Murat Yıldırım ve Burak Çalık çok iştahlıydı. Murat, 20’lik delikanlı gibi her yere koşuyor, bitmek bilmeyen bir enerjisi var. Sakatlığına rağmen her şeyini ortaya koyuyor. Burak, ikinci penaltıyı yaptıran oyuncuydu. Özellikle final haftalarında deneyimi ve kalitesine çok ihtiyacı olacak Çorum FK’nın.
Berat Ali, elinden geleni vermeye çalışıyor. Nereye korsanız koyun, vasatın altına düşmüyor. Bu maçta da oyuna girdikten sonra çok gayretliydi.
Grupta hedefe oynayan takım sayısı fazla olduğu için, puan barajı düşük. Çorum FK, ikinci yarının ilk haftasında konuk edeceği lider Şanlıurfaspor’un 3 puan gerisinde girdi devre arasına. 3 puanlık sistemde bu farkın pek bir önemi yok.
Devre arasını gerek transfer takviyesi, gerekse saha çalışmalarıyla en iyi şekilde geçiren takımlar ikinci yarıda yoluna devam edecek. Transfer dönemi olduğu için haliyle kimlerin gelip, kimlerin gideceği merak ediliyor. Bunu zaman gösterecek diyorum, çünkü, Antalya kampına tüm futbolcular gidecek. Transfer yapılmadan kimse ayrılmayacak. Prensip anlaşmasına varılan ve görüşülen oyuncular var. İmza atılmadan bir şey demem doğru olmaz, sadece ekonomik maliyeti artırır.
Ekonomik maliyet demişken, transfer ciddi bir bütçe gerektiriyor. Destek noktasında, şehrin kafasını kuma gömdüğü şu ortamda bütçenin neredeyse tamamının Başkan Oğuzhan Yalçın’ın gayretleri ile oluşturulduğunu ve bunun da büyük bir başarı olduğunu söylemeye gerek bile yok sanırım.
İlk yarıda, protokol tribününde genelde hep aynı isimler vardı. Şehrin idari ve mülki amirleri maçlara zaman zaman geldiler. Malzeme dağıtım törenlerinde veya genel kurullarda ya da bazı programlardaki protokolü ikinci yarı maçlarında da görmek istiyoruz. Maddi olmasa da, en azından manevi desteklerini esirgemeyeceklerini düşünüyorum. Bu noktada, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Sayın Muhsin Dere’nin neredeyse her maça Ankara’dan gelmesi çok değerli.