Güreş ile siyasetin arasında bir benzerlik var mıdır?
Güreşecek olan pehlivanları izleyicilere tanıtan kişiye CAZGIR,
Seçimlerde adaylarını tanıtan kişiye GENEL BAŞKAN denir
Türk kültürünün önemli bir parçası olan GÜREŞ için TDK şöyle tanımlama yapıyor:
“Belli kurallar içinde, güç kullanarak iki kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması.”
Siyaset ise, kuralları olmadan, orantısız güç kullanarak, daha fazla kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirme çalışmasıdır.
Güreş birçok farklı stilde yapılır,
Serbest, grekoromen..
Siyasette tek bir stil vardır, arkadan dolanıp sırtı yere devirmek.
Geleneksel yağlı güreşlerde güreşçilerin vücutları yağlanır.
Maşallah milli güreşçi Hamza o kadar çok yağlanmış ki, siyasi hayatında da ne istediyse önüne yağ gibi kayıp gelmiş
Tereyağından kıl çeker gibi bir bakmış elinde lise diploması…
Bir daha bakmış lisans diploması…
Ondan sonra
Gelsin vekillik…
Yönetim kurulu üyelikleri…
Başkanlık…
Danışmanlık…
Cazgırın söylediklerini tam anlamamış galiba;
“Erler çıkar meydane,
Biri birinden merdane,
Bu meydan er meydanıdır,
Kırklar yediler seyranıdır,
Nice koç yiğitler bu meydandan geçti,
Atlar gibi tepişmeyin,
Arslanlar gibi kapışın”
Ama şimdi Hamza da haklı,
O istedi bir göz,
Erdoğan verdi iki göz
Atatürk ne demiş;
“Ben sporcunun zeki, çevik ayını zamanda AHLAKLISINI SEVERİM “
Her Gününüz Güzel Olsun.