“Nisan’daki Güneşler” adlı araştırma bağlamındaki kitabında ise Köy Enstitüleri hareketini anlatır.
Bu arada İmece, Köy ve Eğitim, Ilgaz, Varlık, Yeditepe, Öğretmen Dünyası, abc yazdığı, şiirlerinin yayımlandığı kültür sanat ve edebiyat dergileridir.
Sırada “Yeni Rubailer” vardır.
151. rubaiyi örnek olarak alıyoruz buraya.
“İsa ile Muhammet’le en çok giderim işte, / Biraz Epiküroz, Epiktetus’um işte. / Yaprakta ışıldayan bir tohumda gözlerim / Dekart’la, Berkson’la Kant’la giderim işte.”
(Yeni Rubailer, s.71)
“Seferdeyim seferde izliyorum rotamı / Gide gide bu dağlar, bu sular da geçilir. / Ey sevgiler sevgiler, ey umutlar hayaller, / Türküleyin benim kanatlarımı...”
(Güneşe Doğru, s.7)
1995-97 yılları arasında yazdığı şiirler toplamını da “Yaşam Çizgileri” adlı kitabıyla ulaştırır okurlarına. Bir açıdan yaşamı sorgular kendince.
“Irmaklar ırmaklara, ırmaklar denizlere karıştı / Bazen üzgün kederli, sevdalı kuşlar gibi. / Geçti gitti vakitler ve zamanın atları, / Varamadım bir türlü düşlediğim yerlere, / Nasibim birkaç soluk birkaç dizeymiş işte...”
(Yaşam Çizgileri, s.72)
İlerlemiş yaşına karşın boş durmaz Recep Hoca. Gün ışığı kadar aydınlık bilinci ve duyarlı yüreğiyle şiirin engin sularında kulaç atmayı sürdürür.
Sırada “Sakin Türküler” adlı şiir kitabı vardır:
“Ey dillerim, ey bağlandığım ırmaklar, / Biliyorum gittiğiniz, denizleri, yolları. / Nice atlas, kitaplar, haritalar dokudum / Yeni yeni yağmurlar güneşler için / Bitirdim artık bu kavgaları...”
(Sakin Türküler, s.9)
Yeni Rubailerin 3. Kitabını da 2007’de yayımlatarak, ulaştırır şiir severlere. Bundan da sadece 256. rubaiyi alıyoruz.
“Bu nesneler, semboller, sözcükler bizim için/ Bu ışıklar, bu renkler, aynalar bizim için. / Şair olan şairim, öyle şiirler yazar / Yeni yeni dünyalar, hayaller, düşler için.”
(Yeni Rubailer, 6. Kitap)
“Hep insandır, hep insan gittiğimiz yollarda. / Acıyı, sevgiyi bilen yürekler / Biraz dursak biraz bir düşünsek diyorum / Yeterli değil mi acılar, sevgiler?..”
(Güz Toplamı, s. 5)
Son olarak da geçen ekim ayında “Doğudan Çizgiler”le “Beyaz Mavi”yi ikinci baskı olarak ikisini bir arada ve bu kitabıyla birlikte “Ağaçların Yüreği”ni kitaplaştırır. Yüreğindeki engin doğa sevgisini aktarmış bu kitabındaki dizelere
Burada son olarak “Ağaçların Yüreği”nden de bir bölüm sunmak istiyorum:
“Ne kadar kırılsa, kırılmıyor ağaçlar / Güzel geçer çocukları baharları, yazları / Darılmıyor ağaçlar, darılmıyor bizlere / Yanıp kül olsalar da unuturlar her şeyi.../ Yaşadıkça öptüğüm, Kokladığım ağaçlar / Yalnız yarasını gösterir bize...”
(Ağaçların Yüreği, s. 7)
Yapıtlarından Söz Edenler ve Sonsöz
O. Nuri Poyrazoğlu, Kemal Üstün, Mustafa Ekmekçi, Mümtaz Soysal, Nazif Karacan, Pakize Türkoğlu ve Ahmet Özer Recep Bulut’un kitapları üzerine tanıtıcı yazılar yazarlar.
Kıyı’da kendisiyle söyleşi yapan Ahmet Özer’e, şöyle der Recep Bulut:
“Cumhuriyetin bizleri oralara eğitim temsilcisi olarak gönderme tavrı, bu alanda gece gündüz çalışmamızı gerektirdi. (...) Doğu’da yaptığım gözlemler, yaşadığım sevgi saygı, şiirlerime ortam oluşturdu. Amacımız; toprağımıza, insanımıza, hizmete yönelikti. Yurdumuz bayındır olsun, insanımız kurtulsun, bir yerlere gelsin dedik. Hep bunu düşündük, bunu yazdık. (...) Kendimi şiirle anlatmayı zorunlu gördüm. Bir şeyler yazmaya görevli duyumsadım kendimi. Şiirlerimde yaşamımdan izler vardır. (...) Yaşadım, okudum, yazdım. Yoğun çalışmalar içinde oldum. Bin bir zorluğun içinden beni alıp bu günlere ulaştıran, beni var eden enstitülere sonsuz borcum olduğunu biliyorum...”
Ahmet Özer de o söyleşide şöyle bağlıyor sözünü:
“Bunca acılara, bunca yokluk yoksunluklara, bunca umutsuzluklara direnerek, yurdumuza, insanlarımıza hizmet götürürken, zaman zaman da olsa yüreğinin sesine uyarak acılarını, mutluluklarını, özlemlerini yazdıklarıyla bastıran bu gibi insanlara bu toplumun önemli borcu olduğunu bir an olsun unutmamak gerekiyor.”
Ben de diyorum ki:
Eğer her eğitimci, her aydın Recep Bulut gibi Atatürk’ün hedeflediği ilkeler doğrultusunda ülkesine ve halkına hizmet verseydi; bugün ülkemiz, çağdaş uluslar arasında layık olduğu saygın ve lider ülke konumuna yükselirdi.
Köy Enstitülerinin ulu çınarlarından sevgili Recep Bulut‘u en içtenli saygılarımızla selamlayıp sağlık ve esenlikler dilerken; O’nun şahsında da tüm eğitimcilerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.
21 Kasım 2008
* * *
(Sevgili Recep Bulut Hoca, 4.12 2017 günü vefat etmiştir. Yeri cennet olsun, ışıklar içinde uyusun.) M.G.