BİNDİĞİ DALI KESEN KENT HALKI

Abone Ol

Önceki  “Geleceği Görmüyoruz” adlı yazımızda; “Geleceği görmeden, olası gelişmeleri düşünmeden icraat yapıyor, sonra da dövünüyoruz…” dedik.

Pek çok takdir telefonunun yanında tek tük de olsa (malum çıkar çevrelerinden) karşı görüşte telefonlar da aldım.…

… …

Yıl 2024…

Üzülüyor insan…

Hâlâ kişisel çıkarlar peşindeyiz çünkü…

Şöyle uzaktan uzağa, nesnel ve yansız bir gözle izliyorum da; çevrem ve yurdum insanını çok iyi tanımama karşın; yine de olana bitene, yapılanlara, söylenenlere, bencilce istek ve beklentilere bir anlam veremiyorum.

Yıllardır turizmle iç içe yaşayan; Avrupa’yı, hatta Dünyanın pek çok ülkesini komşu kapısı yapan bu insanların; uzun erimli, sürdürülebilir çıkarlarının, nerede başlayıp, nerede bittiğini bilmemeleri olanaksız.

Ama birileri hâlâ kör ve sağır ayağına yatıyor...

Birileri hâlâ “bilmiyormuş” gibi, “olan bitenlerin ayırdında değilmiş” gibi davranıyor.

Oysa herkes her şeyin ayırdında, herkes her şeyin bilincinde...

Bile bile yapılıyor bu kentte her şey...

İnsanlarımız, sadece zevahiri kurtarmak için yaşıyor.

Kimse çocuklarının, torunlarının geleceğini, çok sevdiklerini söyledikleri (ki bu külliyen yalan) Alanya’nın geleceğini, Ülkesinin geleceğini düşünmüyor.

Yani?

Alanya’da yaşayan hemen herkes, ucundan kıyısından sebeplendiği, madden ya da manen yararlandığı dalı; yani hemen hemen herkesin üzerine oturduğu, adına turizm denen dalı, elbirliğiyle katur kutur kesiyor...  

Yaradan’ın en son bize bahşettiği bu coğrafyanın güzelliklerini pazarlayarak; güneşini, denizini, kumsalını, tarihini... kısa kısa sürelerle kiralayarak, maddi ya da manevi çıkar sağladığımız, Alanya’ya can veren, kan veren sektörü kesiyorlar...

Aç gözlü çevrem insanının, gözü karardı; “hep bana, Rab bana” hırsı azdı bir kere...

Kiralayarak, sürekli gelir sağlama yerine, “benden sonrası tufan” mantığıyla, gelir kaynağının mülkiyetini satıp, parsayı bir defada toplamaya koşullandı. 

Bu işe konut, villa diye başlanan, daire ve villalar giderek; apartlara, motellere dönüştü.

*    *    *

Artık, ucundan kıyısından, yavaş yavaş parselleniyor Alanya...

“Ak vurgun” hastalığı, Alanya’yı da sardı. 

Bir inşaat çılgınlığıdır, aldı başını gidiyor... 

Yol yok, iz yok, elektrik yok, su yok, kanalizasyon yok, sosyal donatı yok...

Trafik çığırından çıkmak üzere...

İnşaatlar, yalap şalap uyduruk bir alt yapının üzerinde, yükseldikçe yükseliyor...

Apartlar konuta dönüşüyor... 

Oteller yıkılıp, yerine apartmanlar dikiliyor...          

Turizm Kenti Alanya, turizm kenti olmaktan çıkıyor efendiler...

Bir şeyler yanlış yapılıyor...

Bir şeyler yanlış gidiyor...

Gelin uygar insanlar gibi davranalım...

Gelin tartışalım...

Gelin uygar insanlar gibi konuşalım...

Kent Meclisi’mizi daha güçlü kılalım ve güçlü kent meclisini bir an önce yaşama geçirelim...

Dönülmez bir yola giriyoruz...

Hatta girdik bile...

Geçen sezon gibi, bu sezonu da yitirdik...

Önümüzdeki sezonun geleceği de belirsiz.

Gelin bunları konuşalım...

Herkes ayrı bir telden çalıyor...

Kimin eğri, kimin doğru söylediği anlaşılmıyor.

Olan Alanya’ya oluyor.

Günlerce yazdık, çizdik...

Yabancılar tarafından alınan konutların, nasıl ve ne amaçla kullanıldığını anlattık.  Üst düzey kamu yöneticilerini, siyasi partileri, vergi dairesi yetkililerini göreve davet ettik.

N’oldu?...

Alanya’yı parselleyip, parselleyip satmak için; birbirini yolda görse selam vermeyen adamlar, el ele tutuşup, Ankara’ya taşındı...

Oteller boş ama, yabancıların aldıkları mülkler hiç boş kalmıyor. Yaz, kış demeden; biri gidiyor, biri geliyor...

Hani Vergi Dairesi, bunların peşine düşecekti?

Bindiğimiz dalı kesiyoruz Efendiler, bindiğimiz dalı...

2022 ya da 2023 yılında Kleopatra Otel İşletmecileri Derneği Başkanı Mustafa Kahya Kardeşim; “...yabancılara yönelik mülk satışlarının, otelciye büyük darbe vurduğunu” söylemişti.

Doğru söylemişti söylemesine de; biz milletle cebelleşirken, o ve de ardılları o güne dek nerelerdeydi?...

Ya şimdi?

Şimdi neredeler?

*  *  *

Gelin uygar insanlar gibi konuşalım Efendiler...

Alanya’nın geleceğini, kendi geleceğimizi, çocuklarımızın/torunlarımızın geleceğini tartışalım.

Obezleşen Alanya’nın güvenlik sorunlarını, en geç iki yıl içerisinde tümden kilitlenecek Alanya trafiğini konuşalım.

Birileri, koruma amaçlı bir mastır plan yapılmadan; Alanya’nın mevcut durumuna, mevcut çarpık çurpuk caddecik ve sokakçıklarının üzerine, arsanın yüzölçümüne bakılmaksızın, çok kat isteminde bulunmaya başladı. Bu çılgınlığın yol açacağı felaketin boyutlarını tartışalım.

2020’li yılların, son 150 yılın en sıcak yılı olacağı söyleniyor.

Bu durum elektrik ve su sıkıntısını da beraberinde getirecek.

Her şeyi bir yana bırakıp; “Manavgat Suyu Tasarısı”nı, bir an önce yaşama geçirelim.

Konuşacak, tartışacak daha çok şeyimiz var...

Konuşmayarak, susarak, susturularak; bindiğimiz dalı kesiyoruz...

Aklımızı başımıza devşirelim Efendiler...

Aklımızı başımıza devşirelim….