Bektaşi fıkraları güldürürken düşündüren en etkili anlatım biçimidir. Şu günlerde gülebilecek pek de iyi bir haberim olmadığı dönemde umarım biraz gülümseriz.
ŞEYTAN TAŞLAMA
Tımarhanenin birinde deliler can sıkıntısından bağrışıp duruyorlar, çok gürültü yapıyormuş. Gürültüden rahatsız olan müdür, doktorların yanına giderek sormuş:
• Tımarhanemizdeki deliler çok gürültü yapıyor, bunları susturmanın bir yolu yok mu?
Doktorlardan birisi cevap vermiş:
• Delileri susturmak istiyorsan, onları oyalayacak bir şey bulmalısın.
Bunu duyan müdür hemen tımarhanenin bahçesinde delileri bir araya toplamış. Müdür delilere sormuş:
• Sizi hacı yapmamı ister misiniz?
Bunu duyan deliler sevinerek hep bir ağızdan bağırmışlar:
• Eveeet !
Müdür delileri kandırmış. Tımarhanenin etrafında akşama kadar dönüp dursunlar diye, 40 defa tımarhanenin etrafında yavaş yavaş dönerlerse hacı olacaklarını söylemiş. Deliler dönmeye başlayınca da çekilmiş odasına, keyif yapmaya başlamış.
Müdür, akşam üzeri odasında çayını yudumlarken, odanın camları kırılıp içeri taşlar yağmaya başlamış. Kafası gözü yarılan müdür, kendini dışarı zor atmış. Bir de bakmış ki taşları deliler atıyor. Müdür, delilere öfkeyle bağırarak sormuş:
• Ne yapıyorsunuz?!
Deliler de hep bir ağızdan cevap vermiş:
• Tavaf bitti, şimdi de şeytan taşlıyoruz.
EŞEKLİĞİNDEN
Bektaşi’nin yolu camiye düşmüştür. Cami imamı o günkü vaazında içkinin kötülüklerinden bahsetmektedir. Cami imamı uzun bir vaazdan sonra cemaate bir de örnek verir:
-Ey cemaat eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koyun hangisini içer?
Bektaşi elini kaldırarak cami imamının sorusunu yanıtlar:
-Hocam suyu içer.
İmam:
-Tabi ki suyu içer, peki neden suyu içer?
diye sorunca, Bektaşi cevaplar:
-Neden olacak hocam, eşekliğinden!
NE BİLEYİM, SİZ SÖYLEDİNİZ
İki softa (medrese öğrencisi), ramazanda bedava yiyip içeriz diye, bir Bektaşi köyüne misafir olurlar. Hal hatır sorulduktan sonra, içlerinden biri tuvalete gider.
Bektaşi, bu softaları kontrol etmek için odada kalana sorar:
- "Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?"
O da kendini üstün göstermek için:
- "Bırak şunu, eşeğin tekidir." cevabını verir.
Biraz sonra, diğer softa tuvalete gider.
Bektaşi, öteki softaya da aynı soruyu sorar:
- "Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?"
Bu softa da öteki gibi:
- "Bırak şunu, öküzden farkı yoktur." cevabını verir.
Akşam olunca iftar sofrası kurulur. Fakat tepsinin üzerinde, arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar, hayretle sorarlar:
- "Bunlar ne erenler?"
Bektaşi gülerek cevap verir:
- Ne bileyim mollalar, sizlerden sordum, biriniz öteki için eşektir dedi. Öteki öküzdür dedi. Yok insan gibi konuşup lokma edeceksek o da var, der ve ellerini çırpar. Dışarıda hazırlanmış bir başka sini ile, Bektaşi konukseverliğin örneği denecek şekilde kızarmış tavuklar, pilavlar, hoşaflar gelir, lokma ederler.