Güncel

“Bastırılmış duygular enerji sistemini bozar”

Sanatın iyileştirici gücüne inanan “iyilik gönüllüsü” yazar-ressam Şahika Çağlar, ablası, Uzman Psikolojik Danışman Dr. Ayşe Şule Çağlar ve Tıbbi Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan’la, 'El Âlemden Ben Âleme' adlı ortak eserleri hakkında bir söyleşi yaptı.

Abone Ol

“Dilden dökülmeyen bedenden dökülür”

*** Dr. Ayşe Şule Çağlar: Biz kadınlara, 'susmak' öğretilir. 'Kırılır, üzülür, kızar' gibi endişelerle kendimizi ifade etmeyi bırakırız. Bu 'içe atma' hali zamanla hem ruhumuzu hem bedenimizi yorar.

*** Prof. Dr. Nergis Erdoğan: ABD’de yapılan bir araştırmada, duygularını bastıran kadınların ölüm riski dört kat daha fazla çıktı. Susturulmuş öfke, içeride zehirli bir enerjiye dönüşüyor.

Röportaj: Şahika Çağlar

Çorum’un Yeşilyurt semtinde aynı sıralarda oturan iki kız arkadaş , bugün kadınların görünmez yüklerini görünür kılmak için aynı kitapta buluşuyor. Uzman Psikolojik Danışman Dr. Ayşe Şule Çağlar ve Tıbbi Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, 'El Âlemden Ben Âleme' adlı eserleriyle, bastırılmış kadın deneyimlerinin beden ve ruh sağlığına etkilerini inceliyor. Kitabı yayına hazırlanmasını ve editörlüğünü ise tarihçi-yazar ve Anadolu Birsen Temir Saraç üstleniyor.

*** Kitabın başlığı çok çarpıcı: El Âlemden Ben Âleme. Bu kitap neyi anlatıyor?

Dr. Ayşe Şule Çağlar:
Biz kız çocukları küçük yaşlardan itibaren “El âlem ne der?” diye büyütülürüz. Kıyafetimizden ses tonumuza, kahkahamızdan yürüyüşümüze kadar hep bir kontrol altına alınma hali… Bu kitap, o görünmeyen zincirleri fark edip kırmak, duygularımıza ve bedenimize sahip çıkarak kendi benliğimizi yeniden inşa etmek için yazıldı.

*** Ağrı, kadın olmanın bir bedeli mi?

Prof. Dr. Nergis Erdoğan:
Evet, çoğu zaman öyle. Kadınlarda erkeklere göre daha fazla kronik ağrı, otoimmün hastalık, uykusuzluk, fibromiyalji görülüyor. Kadının ağrısı sadece fizyolojik değil; toplumsal yüklerin, bastırılmış duyguların, susturulmuş kimliğin bedende açığa çıkmış hâlidir. Kadim deyimler bile bunu söylüyor: 'Dilden dökülemeyen bedenden dökülür.'

*** Kadınlar neden kendilerini susturur?

Dr. Ayşe Şule Çağlar:
Çünkü biz kadınlara, 'susmak' öğretilir. 'Kırılır, üzülür, kızar' gibi endişelerle kendimizi ifade etmeyi bırakırız. Bu 'içe atma' hali zamanla hem ruhumuzu hem bedenimizi yorar. Yapılan araştırmalar, kadınların kendini susturmasının depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları ve hatta kalp hastalıklarıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor.

*** Kadınlar için bu susturulmuşluk hali ölümcül olabilir mi?

Prof. Dr. Nergis Erdoğan:
Kesinlikle. ABD’de yapılan bir araştırmada, duygularını bastıran kadınların ölüm riski dört kat daha fazla çıktı. Susturulmuş öfke, içeride zehirli bir enerjiye dönüşüyor. Bu sadece psikolojik değil; biyolojik bir gerçekliktir.

*** El âlemden ben âleme geçmek mümkün mü?

Dr. Ayşe Şule Çağlar:
Evet. Bu, bencil olmak değil; kendi duygularına, ihtiyaçlarına ve sınırlarına sahip çıkmak demektir. Toplumla bağ kurarken kendi varlığını korumaktır. Bu kitap kadınlara bu cesareti verebilmek için yazıldı.

*** “Dilden dökülemeyen bedenden dökülür” ne anlama geliyor?

Prof. Dr. Nergis Erdoğan:
Duygularımız bastırıldığında bedende kendine yer bulur. Sürekli susmak, gerginlik, uykusuzluk, migren, sindirim sorunları, bağışıklık sistemi bozuklukları olarak döner. Kadınların bastırılmış duyguları zamanla bedende kronik hastalıklara dönüşebilir. Bu yüzden kadınların duygularını ifade etmesi hayati önem taşıyor.

*** Fark edilmeyen duygular kapana mı kısılıyor?

Dr. Ayşe Şule Çağlar:
Evet. Duygular yaşanmak, hissedilmek, ifade edilmek ister. Bastırılan her duygu, içeride birikir ve zamanla beden-zihin dengesini bozar. Susturulan duygular bizi içeriden sabote eder. Depresyon, tükenmişlik, sindirim sorunları, yorgunluk... Bunlar sadece semptom değil, içimizde kapalı kalmış hikâyelerin dışa vurumudur.

*** Kadına yönelik şiddetin bedensel ve ruhsal sağlık üzerindeki etkileri hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Prof. Dr. Nergis Erdoğan:
Kadına yönelik şiddet, yalnızca fiziksel yaralarla sınırlı kalmaz. Bu tür travmalar, ruhsal dokuya da derin izler bırakır. Şiddete uğrayan kadınlarda kronik ağrı, pelvik enfeksiyonlar, yeme bozuklukları, depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu gibi çok sayıda hastalık gözlemlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, kadınların %15 ila %71’i hayatlarında en az bir kez eş veya partner şiddetine maruz kalıyor. Bu oran, şiddetin ne kadar yaygın ve sistemik olduğunu gösteriyor. Bu kitapta biz, şiddetin yalnızca bir olay değil, kadın bedeninde uzun vadeli sağlık sonuçları olan bir gerçeklik olduğunu vurguluyoruz.

*** Kadınların kendilerini ifade etmeyi öğrenmeleri neden bu kadar hayati?

Dr. Ayşe Şule Çağlar:
Kadınların duygularını ifade etmesi, ruhsal ve fiziksel sağlığın temelidir. Bastırılmış duygular bedende sıkışır, enerji sistemini bozar ve kronik hastalıklara zemin hazırlar. Duygular ifade edilmedikçe, kadın kendi gerçeğinden uzaklaşır, ilişki dinamikleri bozulur, özgüven zedelenir. Oysa ifade, aynı zamanda iyileşmedir. Kadınlar 'ben ne hissediyorum, ne istiyorum, neye hayır demeliyim' sorularını sorabildikçe kendilerini yeniden var ederler. Bu kitap, kadınlara bu soruları sorma ve iç seslerini duyma cesaretini vermeyi hedefliyor.