Anahtar Parti Çorum İl Başkanı Nurullah Müstet, kamuoyunu derinden etkileyen son gelişmeler üzerine, milletin sesi olma sorumluluğuyla “Terörsüz Türkiye” konusunda yazılı bir açıklama yaptı.
Barışı konuşmanın yetmeyeceğini ve millete gidilerek referandum yapılması gerektiğini söyleyen A Parti İl Başkanı Müstet, “Bugün bizlere ‘Terörsüz Türkiye’ adıyla sunulan yeni bir açılım sürecinden söz ediliyor. Peki soralım: Milletçe bu acıyı çekerken, şehitlerimizi toprağa verirken, 1999’dan bu yana bu meseleyi çözme yetkisine sahip olanlar neden bir adım atmadı? Ve şimdi, ne oldu da birdenbire bu çözüm kaçınılmaz hale geldi? Milletimiz bilmek istemektedir: Sizi bu çözüme kim, neyin karşılığında mahkûm etti?” dedi.
Ekonomik olarak zor zamanlardan geçilse de milletin onurunun terörün finanse edildiği kirli parayla mı yoksa narkotik ağlardan gelen parayla mı finansa edileceğinin merak edildiğini söyleyen Nurullah Müstet, “Bu aziz milletin ve devletin gerçekten bu kirli finansa ihtiyacı var mı?” diye konuştu.
Millet iradesinin barışın teminatı olması gerektiğini belirten A Parti İl Başkanı Müstet yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Bugün hep birlikte yeniden düşünmek zorundayız: Bu milletin iradesi, şehitlerimizin emaneti kadar kıymetli değil midir? "Barış" adına yürütülen bu süreçte, milletin söz hakkı yok mu?
Biz Anahtar Parti olarak diyoruz ki: Milletimiz adına atılan adımlar, ancak milletin iradesiyle meşruiyet kazanır. O nedenle çağrımız açıktır: Referandum yapılmalıdır. Sükûtun rıza olmadığını biliyoruz. Millet sessiz olabilir ama bu sessizlik, yapılan her şeyi kabul ettiği anlamına gelmez. Sadece içimize attığımız acının, öfkeye değil sabra dönüştüğünü gösterir.
Anahtar Parti olarak sürece dair en büyük endişemiz, hükümetin siyasi sicilidir. Dün sert şekilde karşı çıktıkları ne varsa, bugün aynılarını savunarak milletin karşısına çıkıyorlar. Bu yüzden soruyoruz: Bu değişimin sebebi nedir? Kim sizi neyin karşılığında bu çözüme mahkûm etti?
Barış, ancak milletin rızasıyla olur. Ama bugün barış denilen süreç, şehitlerin aziz hatırası görmezden gelinerek, milletin iradesi sorulmadan yürütülüyor. Biz diyoruz ki: PKK’dan esirgemediğiniz tebessümü, bu ülkenin evlatları için endişelenenlere de gösterin. Milletin ferasetiyle dalga geçer gibi “müjdeli haber” açıklıyorsunuz. Hangi müjde bu? Dağlarda Kürt çocuklarını bile öldürmüş bir örgütün, sözde barış metinlerini kongreyle duyurması mı? Şehit analarına verilen bir akşam yemeğiyle toplumsal rıza oluşturamazsınız.
Barışa itiraz etmiyoruz. Ama barışın; adaletsizlik, gizlilik ve çifte standartla değil; açıklık, meşruiyet ve milletin rızasıyla inşa edilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Kürt kardeşlerimizle aramıza fitne sokanlara karşı da netiz: Onları ne Netanyahu’ya ne de azgın millet düşmanlarına yem etmeyeceğiz. Biz, PKK'yı düşman; Kürtleri kardeş bilen bir davanın sahibiyiz. Birbirimize düşman değil, birbirimize emanetiz”
Açıklamasının son bölümünde hükümete de seslenen Müstet: “Biz bir kutuplaşmanın değil, bir vicdan çağrısının tarafıyız. Geçmişin sözüyle seçilip bugünün icraatıyla yol almak, meşruiyet tartışmasını beraberinde getirir. Siz son seçimde tam tersini iddia ederek muhaliflerinizi susturdunuz ve seçimi kazandınız. Şimdi bu vekalet boşa düşmüştür. İşte bu yüzden referandum kaçınılmazdır” şeklinde sözlerini tamamladı.
“Barışı konuşmak yetmez millete sormak gerekiyor”
Bunlar da ilginizi çekebilir