Gazetecilik yaşamımda, ilk yazı işleri müdürüm, rahmetli Orhan Çöplü…
İlk yöneticim rahmetli Orhan Berker…
Çorum Ekspres Gazetesi’nde, ortaklardan Orhan Çöplü Yazı İşleri Müdürü sıfatıyla gazeteyi, Orhan Berker ise İşletme Müdürü olarak matbaayı yönetiyordu.
Orhan Çöplü, hastalığı nedeniyle, gazeteye pek az gelebilir olmuştu.
Ben de, muhabir olarak başladığım Çorum Ekspres’te birkaç ay içinde köşe yazısı yazar hale gelmiştim. Hatta, Orhan Ağabey çoğunlukla Ankara’da, tedavide olduğu için, kimi günler başyazıları da ben yazıyordum.
1970 sonbaharı ve 1971’in ilk ayları…
Nisan 1971’de Çorum Ekspres ile Aydın Kalelioğlu’nun sahibi olduğu Yeni Gün gazeteleri birleşti, “Çorum” adıyla yayınını tek gazete olarak sürdürmeye başladı. Ama çok geçmeden de “Koparan” gazetesi doğdu.
*
Aydın Kalelioğlu ile birlikte çalışmaya başlamamız bu birleşmeden sonradır.
Ortaklık şeklindeki gazetenin İmtiyaz Sahibi idi.
Çorum Gazetesi’nde, muhabir, yazı işleri müdürü ve genel yayın müdürü oldum. Aydın Ağabey’le yaklaşık 10 yıl birlikte çalıştık.
Çorum olaylarına ve 12 Eylül 1980 askeri müdahalesine doğru hızla yol alırken, Aydın Ağabey gazeteyi satıp İzmir’e yerleşti. Ben de bir süre gazeteciliğe ara verdim.
Gazeteyi bana bırakmak istediğini söyledi, ama küçük kardeşim Ahmet’i 26 yaşında kaybetmiş olmanın sıkıntılı ruh haliyle, ben de bir süre gazetecilikten uzak kalmayı tercih ettim.
Anlaşılacağı üzere, gazetecilikte yol gösterenim, ustam, üstadım Aydın Kalelioğlu oldu.
O’nun arkadaş çevresiyle de, Çorum’un elitlerini tanıma fırsatını yakalamış oldum; Dr. Turhan Kılıçcıoğlu, Cahit Angın, Abdullah Ercan, Dr. Atilla Bozdoğan, Vahit Benderli, Erdal Eralp ve daha niceleri…
*
Aydın Ağabey, büyük kentlerden kaçıyordu, o yüzden İzmir’de fazla duramadı. Bir süre Datça Aktur’da yaşadı, sonra Marmaris’e 30 kilometre mesafede, Gökova Körfezi’nin ilk yerleşimi Akyaka’yı keşfetti. Yani Türkiye’nin en gözde doğa cennetlerinden birini…
Bir ara, Marmaris’e daha yakın Çetibeli’nde kaldıysa da, Akyaka’dan kopamadı, geri döndü.
*
Eşim Hülya, Kerman’lardan…Kerman’lar da Kalelioğulları ile aynı kökten. Zaten bizi tanıştıran da Aydın Ağabey’di…
Dolayısıyla, Aydın Ağabey’le ilişkimiz hiç kopmadı. Hemen her yıl kendisine uğradık, en az birkaç günü birlikte geçirdik.
*
Bir anekdotu da, yeri gelmişken buraya sıkıştırmalıyım:
O günlerde Ayşe Uncu, çok güzel röportajlar yapıyordu.
Aydın Ağabey de, uzun yıllardan beri Çorum’a gelmiyordu.
Aydın Ağabey, dedim, gelin sizi Çorum’a götürelim. Hem özlem giderirsiniz, hem de Ayşe sizinle güzel bir röportaj yapar.
Ellerini “olmaz” diye kaldırdı,
Ben o oyuna gelmem, diye karşılık verdi.Takip ediyorum, Ayşe’nin röportaj yaptığı, çok geçmeden ölüyor!
Ayşe gerçekten de, Çorum’un geçmişine ışık tutabilmek için “ulu çınarlarla” röportajlar yapıyordu…
Ve doğal olarak bu ulu çınarlar, birer birer aramızdan ayrılıyorlardı.
*
Önceki gün, değerli dost Hüseyin Çakır telefonla aradı.
Bak neredeyiz biliyor musun?
Yanındaki dostlarımı, Tekin Kerman, Mehmet Battal ve Dr. Tuncay Kerman’ı da öğrenince tahmin ettim; Aydın Ağabey’i ziyaret ediyorlardı.
Hüseyin Çakır, yılın büyük bir bölümünü Milas Ören’de geçiriyor.
Orası da harika, cennetten bir köşe…
Sevgili Hüseyin’in ısrarlı çağrılarına rağmen, Ören’e iki kez gidebildim.
Ören’den sahil boyunu izleyerek Akyaka’ya çıkabiliyorsunuz. Tabii orman yolu ve dolambaçlı, ama manzara inanılmaz…
*
Hüseyin telefonu verdi, Aydın Ağabey’in ellerinden öptüm, halini-hatırını sordum.
Aydın Ağabey, Çorum’da yaşadığı süre boyunca “Çorum’un en beyefendi insanı” olarak bilinirdi.
Ne kadar becerebiliyorum bilmem, ama ben de O’nun yolundan gitmeye çalışıyorum.
Her şeyden önce “beyefendi”, her şeyden önce “demokrat” bir kişilik olarak belleklerde yer edinebilmek için çaba sarfediyorum.
Dostların araması ve Aydın Ağabey’le kısa bir görüşme, beni alıp nerelere götürdü…
Hey gidi günler!
Bu vesileyle dostlarıma esenlikler, Aydın Ağabeyime uzun ömürler diliyorum.
*
Çorum, geçmişte daha mı güzeldi ne!...
Tekin Kerman, Hüseyin Çakır, Mehmet Battal ve Dr. Tuncay Kerman, Akyaka’daki evinde Aydın Kalelioğlu ile birlikte…
Kısa mesafeden doğup büyük bir debi ile Gökova Körfezi’ne karışan Azmak, dibinde binbir çeşit su bitkileri ve canlıların yaşadığı muhteşem bir akvaryum adeta. Azmak boyundaki balık lokantaları, Muğla’da yaşayanların ve Marmaris’te konaklayanların da uğrak yeri. Bu fotoğraf da, Aydın Kalelioğlu ile Hülya-Mehmet Yolyapar çiftini, Azmak kıyısında bir lokantada gösteriyor.