Atatürk,
Gerçek bir başarıya ulaşabileceğine inanmazdı,
Ve durmadan yeni sorunlar ortaya atmasının kendisini bir gün yıkıma götürebileceğini söylerdi.
Bununla birlikte,
Versailler (Versay) Antlaşması’nın kısıtlayıcı hükümlerini ortadan kaldırmak yolundaki çabalarını,
Avusturya’yı Almanya ile birleştirmek istemesini doğal bulurdu.
İki ülkede de aynı ulus,
Aynı dili konuşuyordu,
Ve Viyana’nın germen İmparatorluğu’nun başkenti olduğu sıralarda ortak bir yaşantıları olmuştu.
Çekoslavakya’nın sınırları üzerinde yaşayan ve “Südet” diye anılan Almanların geleceği konusu ortaya çıktığı zaman,
Atatürk çok hastaydı,
Ve eski tertip sofra kurulamıyordu.
Bu konudaki düşüncelerini öğrenmek fırsatını elde edemedim.
Atatürk,
Hitler’in tutumunun genel savaşı yakınlaştırdığını görmüştür. (İşte öngörü bu)
Ancak,
O yoldaki başlıca adımlar,
Almanya’nın Çekoslavakya’ya ve İtalya’nın Arnavutluk’a el koymaları onun ölümünden sonra olmuştur. (Yusuf Hikmet Bayur. Atatürk’ten anılar. Atatürk’ün Hitler hakkındaki görüşü. Belleten dergisi. C: XXXVII. S: 459. 1973)
ATATÜRK’TEN, HİTLER VE STALİN
1937’de Atatürk’le diktatörlük hakkında münakaşa yaparken bana:
“Diktatör Hitler’i neden istemediğini fakat diktatör dedikleri hâlde kendisiyle neden dost olduğumu” sordu.
Cevabının bir kısmı şuydu:
-Sizin diktatörlüğünüz esir bir milleti hürriyete kavuşturuyor,
Hâlbuki Hitler’in zulmü hür bir milleti esarete sürüklüyor. (…)
Atatürk’ün iki meslektaşı,
Stalin ve Hitler hakkında beslediği görüş,
Bu üç ihtilalcinin her biri için manidardır,
Ve tarih de bunu teyit etmiş gibi görünüyor.
Atatürk,
Kendisinden bir yaş büyük olan Sovyet liderinin fevkalade vasıfları hakkında o kadar derin bir kanaat taşıyordu ki,
Rusya’nın içtimai ve askeri başarılarından konuşulduğu zaman:
-Geçecek yüz sene zarfında bütün diğer diktatörlerin namı şanı söndüğü zaman,
Tarih Stalin’i yirminci asır Avrupa’sında,
Ve milletlerarası sahada ve muasırlar içinde,
En mühim bir devlet bir devlet adamı olarak seçecektir.
Mamafih Sovyet Stalin’i ile “Türk Stalin’i” birbirlerine hürmet ettikleri kadar birbirlerinden şüphe de ederlerdi. (Ernest Jackh. Yükselen Hilal-Dünkü bugünkü ve Yarınki Türkiye, Uğur kitabevi. S: 223-237. 1946. İstanbul) 30.07.2022. Ankara.