ATASÖZLERİ VE ÖZLÜ SÖZLER - 4 -

Abone Ol

59-Her kadının kadim arzusu kocasının odalığı değil, sadık ve saygılı eşi olmaktır. (Brütüs’ün eşi)

60-Mazlumların başını kurtarmak için gerekirse zalim kanlı katillerin elini sıkarım. (Marcus Antonyonus)

Pir Sultan abdal’dan ibretli bir söz:

Şu kanlı zalimin ettiği işler

Garip bülbül gibi zareler beni

Yağmur gibi yağar başıma taşlar

Dostun attığı gül yaralar beni.

Dar günümde dost düşmanım belli oldu

On derdim var iken şimdi elloldu

Ecel fermanı boynuma takıldı

Gerek assınlar gerek vursunlar beni.

Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz

Haktan emir olmazsa irahmet yağmaz

Şu ellerin taşı hiç bana değmez

İlle de dostun gülü yaralar beni.

“Pir Sultan” adındaki eserden alınmıştır.

Gerçek ve sahte dost olanların kalite belgesini anlaması bakımından önemli bir anlatımdır.

61-Gerçekten batı klasik eserlerden batı roma imparatorluğunun yöneticilerini Roma’nın yıkılışını, Sezar’ın ölümünü bir memleketi yönetenlerin okumaları son derece önemlidir. Tarih tekerrürden ibarettir derler. İbret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi? (M.Akif Ersoy)

62-Matem ölüyü diriltmez. Olaydan sonra uydurulan bahaneler sadece avutucu ve uyutucudur, başka bir işe yaramaz. (Fikret Hoca)

63-Özür hatayı ortadan kaldırmaz, sadece ateşine su serper. (Fikret Hoca)

64-Ne kadar çok olursa olsun ördek ile kaz hepsini yok eder şahini boz. Merhamet edilecek yerde şiddet, şiddet gösterileck yerde rahmet zulümdür.

65-Hiç bir sorun çözülmez okumakla yazmakla, başarıya varılır alın teri emekle. Eller neler keşfetti daha neler bulacak, bizler hala meşgulüz birbirimizi yemekle.

66-İran’ın büyük filozofu Bostan ve Gülüstan eserlerinin yazarı mutlaka okunmalıdır. Şeyh Sadi’nin bir çöl seyahati anında söylediği önemli sözler vardır. Olay şöyledir:

Şeyh Sadi Şirazi hazretleri Uzakdoğu’ya seyahatler yapmış bir seyyahtır. Hindistanlı Beydeba eserinden etkilenmiştir. Fransız ünlü yazar Molier de Beydaba’dan etkilenmiş, fabl türü (hayvanları ağaçları tabiatı konuşturma sanatı) Şeyh Sadi Şirazi seyahatlerinin birinde ıssız ve uzun bir çöle uğrar. Hava sıcak, yer çöl kumda zor yol alırken, ayağındaki ayakkabıları parçalanır ve sıra ile o sıcakta elbisesini parçalar ve ayaklarına sarar. Öyle yol alırken yakınır, ulu Allah’a el açar. Hatipten bir ses haline şükret senden aşağıdakilere bak, der. Yolda giderken çöl biter, bir çeşmeye varır. Orada ayakları olmayan kolları olan bir engelliyi namaz kılarken görür. Allah’a şükrettiğini duasında işitir. Adama der ki, ayakların yok yine de şükrediyorsun deyince, engelli Şeyh Sadi’ye hitaben; Efendi, nasıl şükretmeyim ki, benim bir kız kardeşi var evde, eli ayağı ve gözleri yok. Ona ben bakıyorum. O da kız kardeşim de benden dolayı Allah’a şükrediyor. Şükretmek için herkesin bir nedeni-diması vardır. Bunun için senden aşağılara bakman gerekir, diyor.

67-Zenginin eşeği, fakirin uşağı önemlidir.

68-Kuzguna yavrusu, avcıya tazısı eşsiz görünür.

69-Allah bir fasi din fesadını diğer fasıkla engellemeseydi, hayat fesada giderdi ki bu da Allah’ın bir lütfu ve insanların imtihan şeklidir. (Bakara 25)

70-Nanköre iyilik yapan ondan kötülük görür. Yine Allah ecrini verir. Yoksa iyi kişiye ihsan ve ikram yapan asla nadim olmaz. (Hadisi şerif, buhari müslim)

71-Tavşan dağa küsmüş de, dağın haberi bile olmamış.

72-Büyüksün Allahım büyüksün, büyük. Büyüklük yanında pek kalır küçük.

73-Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur, yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehli kubur.

74-Kimseye baki değildir mülki dünya simüzer. Bir harap olmuştur gönül tamir etmektir hüner. Buna fani dünya derler durmayıp daim döner, Ademoğlu bir ferttir akibet bir gün söner.

SÜRECEK