ANAYASA ÇİĞNENİRSE YENİ “ADAM KAZANDI” FORMÜLÜNE HAZIR OLUN DEMEKTİR

Abone Ol

AKP iktidarının hukuk ihlal etmesini yadırgamıyoruz. Yirmi yıllık iktidarlarında bunu defalarca yaptılar.

İşin üzücü tarafı, muhalefet te hukuksuzluk örnekleri sergilemeye başladı. AKP seçmeninin çoğunluğu hukuksuzluğu bir kazanım, akıl ve kurnazlık olarak görür. CHP seçmeni ise tersine çoğunluk onaylamaz ve karşı çıkar. Üstelik tüm milletvekilleri anayasaya bağlı kalacağına yemin ettiği halde, eğer anayasa hükümleri uygulanmazsa karşı çıkmadığı için, başta CHP bu hukuksuzluğun altından kalkamaz. Kazanacağı yarışı da baştan kaybeder. Anayasanın çiğnemesine göz yumarsanız yeni bir “Adam kazandı” formülüne hazır olun demektir.

Muhalefet Erdoğan’ın adaylığına “yeni bir mağduriyet yaratmayalım, nasıl olsa aday olacak” gibi uydurma ve saçma bir gerekçeyle anayasaya rağmen karşı çıkmazsa, bu durum başta kendi seçmeni üzerinde olumsuz etki yapacaktır. Tüm tarafsız hukukçuların görüşü “Erdoğan üçüncü defa anayasanın 101’inci maddesine göre aday olamıyor.” Hatta kendisi de 15 Aralık 2022 de Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilere “Cumhurbaşkanı adayı olarak iki kez seçime girme, aday olma şansınız var. Üçüncü kez böyle bir şans yok.” diyerek aday olamayacağını açıkça söylemiş ve kabullenmiştir.

Tüm bunlara rağmen seçimler neden bir ay öne alınıyor. Bunca zaman beklenmiş bir ay daha beklenir. Ünlü bir atasözümüz vardır. “Düğün tarihi öne alınırsa gelin hamile demektir”

Muhalifler “6 Nisandan sonraki erken seçimi desteklemeyeceklerini” açıklamışlardı. Şimdi ne oldu da kararınızdan caydınız? Neden anayasanın çiğnenmesi pahasına “mağduriyet yaratmayalım” gibi uydurma gerekçeler öne sürüyorsunuz? Bunun onaylanması demek “Adam kazandı” formülünün alt yapısını oluşturur. Mevcut durumu başta CHP ve İYİ Parti seçmenine anlatamaz. Aday olma konusunda hukuksuzluk yapan, seçim sonuçlarında neden yapmasın?

Eğer deniyorsa “iş YSK’ya gider, YSK kararı ile yine aday olur” yalan değil, olursa da YSK kararı ile olsun. O zaman kitleler sizi anlar, kim mağdur anlar. Muhalefet hem hak, hukuk deyip, hem de iktidarın hukuksuzluğuna ortak olmasın. YSK bu tip hukuksuzlukları daha önce de çok yaptı. Mühürsüz oyları geçerli saydı, sonuncunda “Atı alınca Üsküdar’ı geçtiler”. İstanbul seçimlerinde aynı zarf içinde 4 oydan birini geçersiz sayacak kadar toplumla alay edildi. Suç YSK üzerinde kalsın. Muhalefet suça ortak olmasın.

CHP daha önce hukuk ve adalet konusunda yadsınamaz örnekler verdi. Bıçağın ucu sadece kendine dokunduğunda değil genel anlamda da bu örnekleri verdi. Örneğin Ankara’dan İstanbul’a 450 kilometre hak, hukuk, adalet için yürünmedi mi? Şimdi bu hukuksuzluğa göz yumarsanız ne anlamı kaldı, onca yürüyüşün?

İktidar hukuku ve anayasayı tanımıyorsa, muhalefetin görevi ona uymak mı? Yoksa tüm demokrasi güçleri ile karşı durmak mı? Anayasanın çiğnenmesine karşı durulmaz, uydurma bahanelerle göz yumulursa, bu yeni “adam kazandı” formülüne hazır olun demektir.

Kazanılacak seçim altın tepside yasalara karşı Erdoğan’a sunulmuş olacak. Umarım yanılmış olurum.