20 Ocak'ta göreve başladı; 27 Ocak'ta bir karar aldı; "7 İslam ülkesi vatandaşları Amerika'ya giremeyecek" dedi. Yani ABD'nin yeni başkanı Donald Trump aynen böyle dedi.
Kim bu ülkeler?
-Suriye, Irak, İran, Yemen, Somali, Libya ve Sudan...
Aslında Trump'un bu kararı yalnız Trump'un değil, Amerikan siyasetinin Trump ağzından çok açık bir ifadesidir.
Ve de bu karar yalnız 7 ülkeye değil 7 ülkeden hareketle tüm İslam dünyasınadır.
***
İşte şimdi sormak gerekir:
Peki, siz ne arıyorsunuz bu ülkelerde? Hem askerinizle hem istihbaratınızla hem de bu ülkelerin tüm kaynaklarını sömüren şirketlerinizle...
-İstenmeyen bu ülkelerin, ülkenizde bir askeri gücü var mı? Yok.
-İstenmeyen bu ülkelerin, ülkenizde bir istihbarat elemanı var mı? Yok.
-İstenmeyen bu ülkelerin, ülkenizin kaynaklarını sömüren bir şirketi var mı? Yok.
O halde ne bu şiddet, bu celal?
***
Ve devam edelim:
-Afganistan'ı niçin işgal ettiniz? Diyeceksiniz ki, demokrasi getirmek için!
-Irak'ı niçin işgal ettiniz? Yine diyeceksiniz ki, demokrasi getirmek için!
-Libya'yı niçin tahrip ettiniz, Suriye'de işiniz ne? Demokrasi getirmek için!
Peki, geldi mi demokrasi? Hayır.
Ama Irak parçalandı, Suriye parçalanmak üzere. Libya parça bölük ve aşiret kavgalarına mahkûm... Afganistan devlet olmaktan çıkmış... Yemen, Sudan, Somali aynı durumda...
Ve bu ülkelerde yaratılan ve de İslam adına savaşıyormuş gözüken şiddet örgütleri...
Yani etnik ve mezhep çatışmalarına mahkûm edilmiş bir Ortadoğu ve genelde İslam dünyası...
Peki, kimin eseri bunlar? Elbette sizin. Yani ABD'nin... Yani emperyal Batı'nın...
***
Şimdi bir kez daha soralım:
Bugün Meksika sınırına "beton duvar", İslam dünyasına "nefret" duvarı ören ey ABD!
-Suriye'de, Irak'ta şiddet örgütlerini üreten iklimi, siz yaratmadınız mı?
-Ortadoğu'da sınırları yok eden radikal örgütlerin, silahlarını siz vermediniz mi?
-Yâni Ortadoğu'yu bir bataklığa siz çevirmediniz mi?
Bunu, Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez, 2014 yılında BM Genel kurulunda sizlerin yüzüne haykırmadı mı?
Ve gözlerinizin içine bakarak, "11 Eylül sonrası El Kaide terörü gerekçesiyle Afganistan ve Irak'a savaş açtınız; o ülkeler şimdi dünyanın en ağır durumunu yaşıyor" demedi mi?
Ve de yine gözlerinizin içine bakarak, "Bölge halklarının özgürlüklerini gasp ettiniz. IŞİD'in bazı 'BM Güvenlik Konseyi' ülkelerinin gözetiminde kurulup beslendiğini herkes görüyor" demedi mi?
***
Ve bugün bu kararla:
-Zaten İslam ülkeleri terörün kaynağı olarak görülüyordu, daha da görülür olacaktır.
-Batıda, özellikle Amerika'da yaşayan Müslümanlara düşman gözüyle bakılıyordu, daha da bakılır olacaktır.
-Tüm Batı'da İslamofobi zaten yükseliyordu, daha da yükselecektir.
-Ve de Sosyalist Sisteme karşı yeşil kuşak projesiyle kullanılan İslam dünyası, "Yeni
Dünya Düzeni"ne göre dizayn edilmek isteniyordu, daha da istenecektir.
***
Ve bu karar karşısında suskun kalan İslam Dünyası...
-Bu karar Amerikan halkı tarafından, Amerika'nın her yerinde ve de "Beyaz Saray" önünde protesto edilirken...
-Amerika'nın Google, Apple, Twitter, Microsoft gibi sanayi devleri de bu karara karşı çıkarken...
-Amerika'da 16 eyaletin başsavcısı bu kararı kınar, New York federal mahkemesi bu kararı askıya alırken...
-Kanada'da, İngiltere'de bile protesto edilirken...
-Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç ve Danimarka gibi Avrupa ülkeleri yöneticilerince bile eleştirilip, kabul edilmezken...
Ne yazık ki, İslam dünyası suskun kalmıştır. Amerikan ırkçı bakışının yarattığı bu mağduriyet karşısında bile suskun kalmıştır.
57 İslam devletinden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) suskun kalmıştır. 22 Arap devletinden oluşan Arap Birliği suskun kalmıştır.
Yeterli bir ses çıkarılmamış, yeterli bir tepki gösterilmemiştir.
İşte bu durum: Batı karşısındaki ezikliğin, Batı karşısında yenilmişliğin, Batı karşısında kimliğini kaybetmişliğin çarpıcı bir görüntüsüdür. Herhalde acı olan da budur.
***
Unutmayalım ki, bir zamanlar Amerika'da lokantalara zenciler giremez deniliyordu... Bugün ise Suriye, Irak, İran, Yemen, Somali ve Sudan vatandaşları Amerika'ya giremez deniliyor...