Şimdi, Kur’an’ı bilinçli bir şekilde ister Arapçası, isterse Türkçesi olsun okur, anlar, onunla amel ederse Cenab-ı Hakk’ın o mümin kuluna ödülü şudur; “Kur’an 114 sure, 6600 küsür ayet, 77.437 kelime ve 1.027.000 harftir. Kur’an’da Allah’ın sonsuz rahmetini belgeleyen kelimelerden en çok kullanılanları; Rahman, Rahiym, Gufran, Gafur vs gibi adetleri yaklaşık 700 kelimeden fazladır. Cennet ayetleri 800’den fazla, cehennem genelde inkarcılar için olup müminler için geçicidir. 500’e yakındır. (Elitgan Fi ulum il Kur’an 1. Cilt 160-165 sayfalar) İmam-ı Suyutinin büyük eseridir. İmami Suyuti Hazretleri (Mağripli Faz-Cezayir-Tunus) 600 eseri eli ile yazmış, bu eserlerin içinde 1000 sayfadan fazla olan eserleri de vardır. Etitgan yazarın biyografisi. Lütfen rahmetin bolluğuna bakınız.)”
Kur’an’da 1.027.000 harf vardır. Ulu Allah her iyiliğe, R.SAV. de bir harfine en az on sevap verileceğini, hiçbir iyiliğin asla zayi edilmeyeceğini, her sevabın bir günahı sileceğini bildirmişlerdir. Ayrıca geri dönülmemek üzere işlenen günahlara tevbe edilmesi halinde silineceği de ayrıca bildirilmiştir. (Tevbe 120, Hud 115, Yusuf 56, Zihal 7-8, Fursan 70) Bunca ayetler R.SAV.in birçok müjdeli sözleri şunu göstermektedir; Mutlak kesin bir iman ve bu imanı koruyan amel, ibadet, iyilikler ve günahlara tevbe ederse, bu anlayışla Kur’an’ı bir kez hatmederse, o mümine 1.027.000x10=10.027.000 sevap verileceği ve bu kadar da günahlarının silineceği Allah’ın yukarıda numaraları verilen ayetleri ve R.SAV.in mutlu sözleri ile sabittir ve belgelidir. Bu durumda Allah’a kesin mutlak inanan ve bu imanla ölen bir müminin cehennemde kalacağı kesinlikle mümkün değildir. Bu mümin şuna inanmalıdır ki, inşallah hiçbir iman ehli cehenneme girmeden cennete gider. Ancak bu anlayış sağlam iman, kusursuz iyi amel, yürekten yapılan iyilikler ve candan gönülden günahlara yapılan tevbe ile ulu Allah’ın sonsuz rahmetine sığınmak ile mümkündür. Ne mutlu iman edene, gerçek mümin ve Müslüman olana. Kainatın efendisi Hz. Muhammed Mustafa SAV.e gerçek ümmet olana. Ulu rabbimizin engin rahmetini kazanana, müjdeler olsun deryalar kadar günahı olsa bile yürekten geri dönmemek üzere günahların tevbe edenlere Allah’ın affı ulaşacaktır.
Kul hakları dahli tüm günahları ile tüm sevapları tartılacaktır. Neticede; mutlaka sevapları ağır gelecektir. Çünkü işlenen her günah bir bir yazılırken, işlenen her sevap en az 10-100-700 hatta Allah dilerse hesabını, sevaplarını kat kat katlar ki, bu ulu Allah’ın sonsuz rahmetinin gereğidir. Bunu elde etmenin iki olmazsa olmaz şartı vardır. Birisi mutlak, kesin iman, ikincisi ameli salih, güzel ameller işlemek ve tüm günahlara geri dönmemek üzere tevbe etmektir. Bunun Kur’an’dan delili ise; “... ve rahmeti vesiat külleşeyin” (Araf 156. ayet sh 1690 ve benzerleridir)
*
50 seneye yakın resmi din hizmeti yaptım. Yüzlerce kitap okudum. Kur’an’ın (gücümün yettiği kadarıyla) ayetlerinin kısmı azamını teker teker inceledim. Kur’an’ın tamamını Arapçası ile iki kez, tüm manası ile Türkçesi ile en az yüzlerce hatmettim. Cehennem ayetlerini teker teker okudum ve tetkik ettim. Acizane gördüğüm ve inandığım şudur; Peygamber de olsa her insan cehennemin üzerinden geçecektir. Ehli imana cehennem ateşi dokunmayacaktır. Hatta R.SAV.in ifadesi ile “Ey mümin sırattan çabuk geç, senin iman nurun benim ateşimi söndürüyor diyecektir” buyurmuştur.
İnkarcılar ve asiler ile günahı sevabından çok olanlar, özellikle kul hakkı ile gidenler cehenneme düşeceklerdir. Ancak cehennemin her tarafı ateş değildir. Ateş olmayan kısımları da vardır. İnanıyorum ki, imanlı olup günahkar olanlar –inşallah- cehennemin bu ateşsiz bölümlerinde günahlarının cezalarını tamamlayıp, imanları nedeni ile R.SAV.in şefaatleri sonucu cennete gireceklerdir. Hatta R.SAV.in beyanı ile “Havzı Kevserimde yıkanıp pampak olarak cennete gireceklerdir” buyurmuştur. Fakat; en kötüsü ve en acıklı olanı ise, küfür ehlidir. İnkarcılar, inançsızlardır ki, bunların hiçbir kurtuluş şansı yoktur. Sebep; ulu Allah’ın bunca nimetlerini görüp bilip de onları yiyip içip de sahibini inkar etmeleridir. Bu insanlar dünyadaki bütün icatları, keşifleri bulsalar, insanlığa hizmet etmiş olsalar bile, bu kainatın sahibini bilmemek ve inkar etmelerinden dolayı, küfür ehli olduklarından dolayı ebedi cehennemde kalacaklardır. Efendim, ışığı buldu, elektriği keşfetti, doğru ama bunların rabbini bilmedi ve üstelik de inkar etti. İşte bu çok çok acı bir gerçektir. Buna Kur’an’da Ali İmran Suresi 91. ayetinde; “Gerçekten, inkar edip kafir olarak ölenler var ya, onların hiçbirisinden fidye, hayır olarak dünya dolusu altını hayır yapacak olsalar dahi, kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur.” (Ali İmran 91, İbrahim 18. Ayetler)
Bu dünyada en büyük felaket gerçek ten imansızlık ve inkardır. İnkarcıların hiçbir nasibi yoktur. Dünya dolusu günahı olan bir mümin imanı ile ölürse, mutlak eninde sonunda cennetliktir. Ama küfür ehlinin hiçbir şansı yoktur. Onun için ömrüm boyunca insanlara hep imanı anlatmış, küfürden sakındırmışımdır. Hiçbir insan imandan zarar görmüş olamaz. R.SAV. “İmandan ve İslam’dan zarar gördüm diyen kimse mutlak yalan söylemiştir. Çünkü Müslüman demek elinden, dilinden herkesin selamette olduğu insan demektir” buyurmuşlardır.
Yıllardır, 60 yıldır iman üzerinde durmamızın nedeni, hiç kimse dünyada acı çekmesin, ahirette azap görmesin, bir tek kişi bile olsa imansız ölmesin gayreti içinde olmuşuzdur. Bu yazıyı da bu amaçla kaleme aldım. Ümit ederim ki, bu güzel müjdeleri herkes okur, öğrenir, Allah’a ve Resulüllaha iman eder de kurtuluşa erer diyorum.
Bilmek, öğrenmek, öğrendiklerini insanlara aktarmak ve bildiği ile amel etmek bizden, bunları okumak, öğrenmek ve yaşamında tatbit etmek sizlerden. Hidayet, inayet ancak Hz. Allah’tan, şefaat Hz. Muhammed SAV.den, cennete girmek de inşallah hepimizdendir diye temenni ediyorum.
Hoşça kalın, Korona’dan uzak kalın. Allah’ın korumasında olun inşallah.
(BİTTİ)