7 Kasım 2019’da, bu köşede, televizyonlardaki sözüm ona tartışma programlarını eleştiren bir yazı yazmıştım. Aslında bu programlar hakkında o zaman için kullanmak istemediğim bazı sözcükleri bu gün kullanacağım.
“Bu ne pespayeliktir?”, “Bu kadar seviyesizlik olur mu?” diyememiştim.
Bu zaman zarfında Cumhuriyet Halk Partisi’ne de sitem etmek istedim. Çok geçmeden onlar da yöneticilerinin bazı programlara çıkmasını engellediler. Doğrusu biraz içim rahat etti. Tartışma programlarının favorilerinden birisi böbürlenerek dedi ki: “Bakın beni demagojiye mecbur bırakmayın. Bu konuda kimse benimle başa çıkamaz”… Moderatör, “Estağfurullah beyefendi bu bir demagoji programı değil” diyemedi. Ama huylu huyundan vazgeçmedi. Her çıktığı programda sadece ama sadece demagoji yaptı.
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, coronavirüs salgını hakkında farklı alanlarda uzman isimlerin konuya ilişkin yanlış bilgiler verdiğini söyleyerek “Gazetelerden öğrenilenlerle uzman gibi tartışmayı doğru bulmuyorum. Herkesin uzmanlığına saygım var, ama bir enfeksiyon hastalığını böyle tartışacaksanız, ben gidiyorum zaten, siz tartışın” dedi ve programı terk etti.
CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında Takvim Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Zafer Şahin ve Yönetim Bilimci Elfin Tataroğlu arasında '8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü'nde 'ezanın ıslıklandığı' iddialarına yönelik tartışmada gerilim yükseldi.
Zafer Şahin'in "Başarısız siyasi kariyeriniz" sözleri sonrası Elfin Tataroğlu, "Başarısız siyasi kariyeriniz mi? Ne kadar ayıp bir şey! Çok ayıp bir şey bu!" diyerek tepki gösterdi. Reklam arasında canlı yayını terk etti.
Şimdi bu aklıma gelen bir kaç örnek. Ama ben özellikle siyasi tartışma programlarını severim ve ilgiyle izlerim. Üniversitede okuyan oğlum bir gün bana, “Baba bu nasıl tartışma programı. Bunlar tartışmıyor, dövüşüyor, birbirlerine resmen hakaret ediyor. Bundan ne zevk alıyorsun, ne bilgi ediniyorsun” dedi. O zamandan sonra tartışma programı izlemedim.
Peki televizyonlarımızda tartışma programı izlemezseniz ne kalır izleyecek? Tabii ki, diziler. Hemen her akşam bir kanaldaki diziye bağlanır kalırsınız.
Diyeceksiniz ki, televizyon şart mı? Aç kitap oku. İyi de eski köye yeni adet mi getirelim?