Allah’ın bizlere ihsan ettiği sayılamayacak kadar çok nimetleri vardır. Bu nimetlerin en önemlilerinden birisi de ağaçtır, ormandır, yeşildir. Ağaç çok önemli bir varlıktır, servettir, candır, oksijendir. Havayı temizleyen ilahi klimadır. Yani ağaç; hayattır.
Evet, ağaç ulu rabbimizin canlılara verdiği en güzel nimetlerinden birisidir. Çünkü ağacın en büyük özelliği havayı temizleyen, karbondioksit zehiri alıp oksijeni havaya salmasıdır. Ağaçlar sessiz çalışan bir fabrikadır. Alimlerin beyanına göre, eğer ağaçlar fotosentez olayı için çalışırken ses çıkarsalar, bir fabrikanın çıkardığı kadar ses çıkarması gerekirdi ki, gürültüden hayat yaşanmaz hale gelirdi. Ulu Allah ağaçların sesini kısarak hayatı yaşanmaz hale gelmekten kurtarmıştır.
*
Ağaç bir değerdir. Gölgesi, meyvesi, yaprağı, kütüğü, dalı, budağı, odunu hepsi yararlanacağımız bir nimettir. R.SAV. suya, akarsuya, yeşile, tabiata ibretle bakmak neşedir, tefekkürdür, tefekkür ise ibadettir, buyurur. Ağacın duruşu bile sanattır.
Ağaç memleket için büyük bir servettir, berekettir. Yağmuru çeken, toprağa can veren, suyu topraktan çekip havaya veren, emme basma tuluba gibi durmadan insanlar, canlılar için çalışan bedava çalışanlarımızdır.
Sermayesi olmayan millet kıymeti bilinmeyen nimet, ağacı olmayan toprak zillettir. Kuru arazi, kıraç toprak neye yarar. İlla ağaç, illa su olacaktır.
Yüce Allah; biz herşeye su ile hayat verdik, buyurur. Suyu çeken ise ağaçtır. Görüldüğü gibi ağaç sadece kereste, odun, meyve, yaprak değil, bir servettir, feyizdir, berekettir. Yaşam kaynağı, neşe sığınağıdır. Ağaç olmayan yerde hayat zordur, dardır. Ağaç varsa hava boldur, su boldur.
*
Yüce dinimiz ve sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed SAV. ağaç dikmenin önemini, faziletini, faydalarını bizlere bildirmiş ve bizleri 7’den 107’ye ağaç dikmeye teşvik etmiştir. Ağaç dikmeyi kurt, kuş, insan, hayvan ondan yararlandığı için sadakayı cariye, devam eden sadaka saymıştır. O ağacı diken kişi ölse bile, o ağaç durduğu müddetçe ölenin defterine sevap yazılacağını R.SAV. bize bildirmiştir.
*
Ağacı, ormanı korumak amacı için atalarımız, ecdadımız ağaç dikmeye önem vermişler, “ yaş kesen baş keser”, sebepsiz yere ağacı, yaşı yeşili kesenin başını keserim diye fermanlar çıkarmışlardır.
Kutsal kitabımız bazı ayetleri ağaçtan ve yeşilden bahseder. Hz. İbrahim Mekke’nin ağaçlık yeşillik olması için Allah’a dua eder (Bakara 126). Bugün Mekke Mina Arafat çölden yeşile dönmüştür.
Sevgili peygamberimiz ağaç yetiştirmek için emirler vermişlerdir. “Kıyamet kopsa bile elinizde bir hurma fidanı varsa onu hemen dikiniz. Bir ağacın meyvesinden, insan, kuş, kurt, arı, sinek vs. yerse onun sevabı dikene yazılır. Cansız sandığınız o ağaçlar kendisini yaratanı rüzgarın esmesi ile püfür püfür Allah’ı zikreder” buyurur.
Özellikle ormanda çam ağaçlarının dibinde oturup yattığınızda çamların rüzgarla çıkardığı o hazin uğultu insanı düşünceye sevkeder, doyumsuz mutluluk verir.
Netice: Bu kainatta faydasız hiçbir varlık yoktur. Hepsi insanlar için yaratılmışlardır. 81 milyon nüfus herkes bir ağaç dikse ve onu yetiştirse kısa zamanda memleket orman olur, hayat olur, can olur, su olur, nimet olur. Bir kişi bir ağaç dikse o ağaç kurusa, fakat dalından düşen çekirdekler yerlerde bitse o da kurusa onun da dalından çekirdekleri düşse bu durum kıyamete kadar böyle devam eder. İlk önce o ağacı dikenin defteri kapanmaz, devamlı sevap yazılır. Bu güzel iş bu niyetle yapılmalıdır. Ne mutlu bir ağaç dikene. Yazıklar olmuştur boş yere ağaç kesene, yeşili yok edene. Söylemek bizden gayret hepimizden. Hidayet ve inayet Allah’tandır.