Gezmenin en güzel yanı da öğrenmek ve gezdiğimiz yerlere gitmeden önce araştırma yapmak…Veya tesadüfen karşınıza çıkan açık hava müzelerindeki uygarlıklarla ilgili mutlak araştırmaya girmek.
Bu alanları gezerken yaşamış uygarlıkları ,onların yaşantılarını oradaki yaşanmışlıkları hissetmek gerçekten çok heyecan verici .
Yazıkaya’nın bulunduğu sunaktan şimdi bir Hitit askeri geçecek veya Kraliçe Puduhepa salına salına merdivenlerden inecek gibi…
Heraklia köyünde şimdi yakışıklı çoban Pan, flüt çalarak Ay tanrısı Selena’yı karşılayacak.
Truva antik kentinde Truva savaşçılarını görebileceğini düşünürsün.
Kaz dağlarında, Zeus altarında Truva savaşını izliyormuş gibi hisseder bulursunuz… Körfeze uzay boşluğundan bakar gibi bakarsınız…Yeşil mavi sarmıştır, göklere yakın Zeus gibi Bergama büyüler sizi .
En ilginç yanı, nerede bir şehir kurulmuş orada kocaman Anfitiyatro ile karşılaşırsınız. Ya şifa dağıtan bir hastane, olmazsa olmaz kütüphane. Ve demokrasi meydanları, tartışma ortamları, çok bilinçli dönemin koşullarına uygun şehir planlamaları… O büyülü ortamlardan beton kentlere dönünce uyanır, hangi yaşantı daha medeni diye tartışırsınız.
Heyecan verenlerden bazılarında ise, Sars harabeleri gibi birkaç uygarlığın izlerini bir arada görebilirsiniz. Helenistik dönem , Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve tarihsel süreçleri mitolojik hikayeleri ayrı bir dünyaya götürür insanı.
Kaz Dağları ise dünyanın ilk güzellik yarışması (İda Dağı eteklerinde) Paris’in hakemliğinde Aphrohite, Hera ve Athena arasında yapılmıştır.Mitoslarda İdaios ve İdaia isimleri geçer. İdaia, İda’dan gelen veya İda’da yaşayan anlamına gelir. İda Dağı (Kazdağı), dünyada mitoloji ve efsaneler dağı olarak bilinmektedir.
Ege’ye her gittiğimde mutlak Efes’i gezerim. Her ziyaretimde farklı bir izin peşine düşürür insanı . Efes Antik Kenti, Türkiye’nin en önemli antik kentidir ve günümüze kadar en iyi korunmuş ve restore edilmiş antik şehirlerden biridir. Tapınakları, tiyatroları, kütüphaneleri, evleri ve heykelleri geçerek sokaklarında saatlerce dolaşabilirsiniz.
Etkileyici Celsius Kütüphanesi, tiyatrosu, Hadrian Tapınağı, Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilen görkemli Artemis Tapınağı gibi büyük kamu binaları, Efes Antik Kenti'nde görebileceğiniz önemli kalıntılardır.
Yakınında Meryem Ana kilisesi ve Yedi Uyuyanlar mağarası vardır. Hele Selçuk Müzesi mutlaka görülmesi gereken kapsamlı müzelerdendir.
Bu yıl yine Efes i gezerken sürprizli bir gösteri ile karşılaştık .Tam Anfitiyatroya yakın bir yerde, üzerinde taht olan bir platform ve görkemli dönem müziği başladı ve Sezar’ın askerleri tahtın. Bulunduğu alana doğru merdivenlerden iner. Ve Sezar’ın Kleopatra’yı ağırlayacağı asker tarafından yüksek sesle anons edilir,bir film platosu gibi .Sezar Kleopatra’nın elinden tutmuş, arkasında askerler, dansçı kızlar gelirler… Kral ve kraliçe tahta oturur. Mısır’dan gelen hediyeleri dansçı kızlar dans ederek sunar.
Sanıyorum Devlet Tiyatrosu sanatçıları tarafından sunulan kısa sunum ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi gördü.
Çok güzel düşünülmüş, umarım tüm antik kentlerde bu tarz uygulamalar yapılır. Ben çok heyecan duydum.
Daha ülkemizdeki tüm antik kentleri gezemedim. Görmek istediklerim sırada.
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı derseniz, çok gezen çok okur derim ,her bir geziden önce veya sonra gezdiğimiz yerlerin geleneği ,göreneği tadları mutfağı düğünü, festivalleri, doğası, coğrafyası ,orada yaşamış yazarlar şairler ve onların kitapları, hepsi bir okuma konusu. Böyle zenginliklerle dolu ülkemizi daha fazla severek gezmeye devam.
Sağlıkla, sevgiyle kalın.
Kaz Dağları