Her kentte bulunan bazı insan gruplarının belli bir heves ve tutkuları vardır. Bunlar çoğunlukla evcil hayvanlar üzerinedir. Kimileri akvaryumdaki balık tutkunudur. Kimileri kafeslerdeki ötücü kuş tutkunudur. Belli bir esim horoz besler. Bir başkası süs köpekleri... bazı tutkunlarda güvercin....
Bunlar yöreye göre farklılık gösterir. Bazı öyrelerde at, deve, boğa tutkunları vardır. Bu heves ve tutkların festivalleri bile yapılır. Müsabakalar tertip edilip, üzerlerine ödüller konur, madalyalar ve kupalar verilir. Çoğukluğumuzda kaz dövüşleri, mahalle mahalle her hafta sonlarında yapılırdı. Kentimizdeki bu gibi faaliyetleri göz ardı edememiş sevgili Abdulkadir Ozulu, “Çorum’da Güvercin Sevgisi” başlığı altında bir araştırma yapmış. Bu araştırmasını da yine günümüze kazandırıp, özellikle heveslilerine enine boyuna incelemiş.
Güvercin tutkunlarına yöremizde Kuşbaş dendiğini herkes bilir. Çorum’un meşhur kuşbazlarını isim isim vererek, bunların çok heyecanlı anılarını dinlemiş. Güvercin isimlerini, güvercinlerin özelliklerini yazdığı, bunların içinde “Çorum Çıplağı” diye adlandırılan güvercinin Türikye’nin her yerinde bilindiğini ve meşhur olduğunu yazıyor. Ve arkasından ekliyor “Bir hayli de pahalıdır ha...” Okumaya değer bir araştırma. Onbir sayfaya yazdığı, çok ilginç anıların anlatıldığı bu araştırma yazı dizisinin sonunda da özür mahiyetinde de şöyle bir notu var Abdulkadir Ozulu’nun.
“Not: Çorum’da kuşçu olup da adından söz etmediğim bütün kuşçu kardeşlerimden beni bağışlamasını rica ediyorum. Bütün kuşçularımız böyle bir yazı dizisi içinde yazıp tamam etmenin çok uzun süreli bir araştırma gerektiğini ve buna imkan bulamadığımı da hatırlatmak isterim. Kim bilir belki bir meraklısı çıkar Çorum Kuşçularını konu alan daha geniş kapsamlı bir araştırma ve biyografi hazırlayıverir. Biz de zevkle okuruz...”
Evet sayın Ozulu’ya ben de diyorum ki “Bundan iyisi can sağlığı. Bizler de zaten zevkle okuyoruz bu araştırmaları. Eline, kalemine, yüreğine sağlık...”
*
Dostlar araştırma ve inceleme yorucu bir uğraştır. Günlerce, aylarca, hatta yıllarca masanızın başından kalkamadığınız olur. Bazen adım adım dolaştığınız olur günlerce. Uzaklara gidip dağ taş dolaştığınız olur saatlerce. Bazı tehlikelerle karşılaşırsınız. Bazı hoş olmayan sohbetlere maruz kalırsınız. Bazen uzun yollar kat eder, yorulur, yorulursunuz. Yaptığınız harcama da cabasıdır.
Ancak bir tutkudur araştırma. Bir sevdadır. Geriye bırakacağınız iyiden, doğrudan, güzelden yana ne varsa kazancınız işte budur.
Abdulkadir Ozulu da yorucu bir araştırma ile “Kargı ve Kargı Tatil Köyü”nü tanıtır bizlere. Bu araştırmadan yalnız iki bölüm aktarıyorum sizlere:
(...) “Üzerine çalıştığım Çorum Basın Tarihi dosyama koymak üzere eski gazete örneklerini ve yerel yayınlar aramak üzere Kargı’ya gittim.”
Her şehrin, her ilçenin, her kasabanın mutlaka bir sevdalısı bulunuyor. İşte bu sevdalı kişiyi bulup görüşebilmektedir. Ondan ötesi çorap söküğü gibi gelir. Aradığınızı elinizin altında gibi bulursunuz. Zihinde şunu da soracağım diye bir soru kalmaz. Sohbetinizde aradığınız bütün cevapları bulursunuz.”
Yazının sonunda Kargı Tatil Köyü’nün güzelliğinden ve özelliğinden bahseder;
(...) “Çok gezen biri değilim ama, bu kadar yakınımızda böyle bir tatil köyünün bulunması Çorum’un bir başka doğal zenginliği ile gurur duydum. Nelerimiz varmış bizim de çoğumuzun haberi yok. Bir-iki günlük gidecek, fazla masrflı ve yorucu olmayacak seyahatlerimiz için yer ararız. İşte bu ihtiyaca cevap verecek böyle bir mekanımız vardır artık.
Çorum’da turizmin çok ciddi bir biçimde gelişme göstereceği sahalardan bir yayla turizmi. İşte uç veriyor bu alanda vatandaşım. Bütün yiyecekler de doğal ortam yerli ürünler. Et, süt, koyun yoğurdu, tereyağ, peynir, bal, balık ve diğerleri. Özel istek olduğunda da kuzu çevirme.
Bilenler için mukayese olsun diye söylüyorum. Trabzon’un Uzun Göl’ü büyüklük açısından buradan büyük. Lakin burası Uzungöl’ün bütün doğal güzelliklerine sahip. Çorum’a yakınlığı ise bir tercih sebebi.
(SÜRECEK)