ABDULKADİR OZULU’NUN SANATÇI YÖNÜ VE YAPITLARI ÜZERİNE BİR UFUK TURU-10

Abone Ol

Ve caminin hoperlöründen yüksek sesle seslenir gecenin bir yarısı, bütün köylü dinlesin diye:

Alıp kalemi eline

Söyle geleni diline

Rüsva ederim aleme

Getir arabaynan çuvalı.

Buldun ise dur yani

Rızgımızı ver Gani

Unu yedin çuval hani

Getir arabaynan çuvalı.

Komşu malı seyip oluyor

Böyle şeyler ayıp oluyor

Şerefiniz kayıp oluyor

Getir arabaynan çuva.ı

Eyi demezler şaşkına

Mevla yardım eder  düşküne

Resulullahın aşkına

Getir arabaynan çuvalı

Sonra pişman olur gece yarısı böyle haykırmaya. Kendi kendine kızar.

(...) “Dörtlüğün sonunun böyle geleceğini bilseydim hiş başlamazdım” der. “...Ben saatin birisinde ikisinde Hazreti Resulullah aşkına at, araba, çuval mı isteyecektim? Ben Resulullah aşkına cennet isterim. Cemal isterim ancak. Ne yaptım ben? Başladım ağlamaya. Ve devam ettim.”

Arifi yakana atman

Boş yere günaha batman

Borçlu kabristanda yatman

Getir arabayla çuvalı

(...) “Nice sonra bir de baktım ki tıkır tıkır bizim at, araba, çuvallar geliyor. Bundan sonraki yazının devamında şöyle not düşmüş bu araştırma yazısına:

(...) “İyi sahip olun bu Şeker Arif’e.

Bsaşka Arif bulursunuz ama böyle şeker ele geçmez.”

(...) “Anadolu insanım benim. Şakayı oyuna, oyunu gönüle saza döküp acıyı, öfkeyi bal eyleyenlerim...

Hoşgörüyü sözde yeğ tutan diğeri iyi güne kötü güne her dem giyilecek hayat elbisesi yapanlarım...

Duyup dinlediğim güzelliklerini yazıya aktarırken örselediysem kusur benimdir. At arabasının ikinci hırsızı oldum amma maksadım göül tekerleklerinin alemde dönmesi içindir Şeker Emmi.”

*

Abdulkadir Ozulu 1920’lerde basımı yapılan Çorum Gazetesi’ni araştırırken 3 Eylül 1924 tarihli nüshasında, savaş yıllarında büyük fedakarlıklarıyla, büyük başarılara imza atmış kadınlarımızdan Kara Fatma’nın şehrimize gelişinin haberine rastlar. Ve hemen araştırma yazısının bazı bölümlerinde şu notları düşer:

(...) “Kara Fatma Hanım, Türk İstiklal Savaşı içinde asker olarak cepheden cepheye koşmuş kadın gazilerimizden biridir. Savaş meydanlarında gösterdiği cesaret ve kahramanlıkları ile Mülazım-i Evvel rütbesi almış bir asker, aynı zamanda her devirde Türk Kadınlarına örnek bir Türk Anasıdır.

Kara Fatma’nın savaş sonrası Anadolu şehirlerine yaptığı ziyaretlerden biri olan 1924 yılındaki Çorum’u ziyareti, Çorum Gazetesi sayfalarına oldukça ayrıntılı bir şekilde haber konusu olmuş ve o günlerin heyecanı ile bu ziyaret anlatılmıştır.”

(...) “Kadın peçe ve kafes arkasınd ahayattan, maddiyattan, histen uzak, yalnız erkeğin şehvet ihtirasına sadık bir köle diye tanınan Türk kadınlığının iffette, histe, vatan ve feragati nefiste büyük bir meziyetin pürvakar sahibi olduğuna numune olan Kara Fatma Hanım yalnız harp tarihinin değil, Türk kadınlığının da şerefle yad edileceği bir simadır.”

(...) “Evet O bir kadındı. Onun tahsiil yoktu. O bir hatip deildi. Fakat ondan can bulmuş bir mefkure, o mefkureye aşık bir kalp, o kalbin lekesiz bir hikayesi, riyasız bir dili vardı. O belki bize bildiklerimizi söylemiştir. Fakat bilmediklerimiz çok şeyi de gördük ve dinledik.”

Bilindiği üzere her kentin yetitirdiği simge ve bilge insanları vardır. Bunlardan birisi de kentimizin ilk noteri Noter İhsan namı ile anılan İhsan Sabuncuoğlu’dur.

İhsan Sabuncuoğlu’nun Çorum Tarihine Ait Derlemelerim ve Maarif Hayatımız diye iki ciltlik derlemeleri vardır. Bunların iki cildi bir arada Çorum Belediyesi Kültür Yayınlarınca yayınlanmıştır.

Sonradan Abdulkadir Ozulu ve İrfan Yiğit işbirliği ile noter İhsan Sabuncuoğlu’nun Çorum tarihine ait derlemelerim orjinalinden ve Abdulkadir Ozulu’nun babasına İhsan Sabuncuoğlu tarafından verilen metinlerin de katılımı ile Çorum Tarihine Ait derlemelerim ve Maarif Hayatımız adındaki kitap bu ikili tarafından 3 cilt bir arada yeniden yayına hazırlanmıştır.

(SÜRECEK)