Cumhuriyetimizin 101. yılını kutlamanın gururunu ve mutluluğunu yaşadığımız bu günde, Cumhuriyetimizin değerini ve önemini daha iyi anlamalıyız.
Cumhuriyet nedir? Değerini ve önemini neden daha iyi anlamalıyız?
Cumhuriyet "kayıtlı şartlı egemenlikten, kayıtsız şartsız egemenlik" durumuna geçmektir.
Cumhuriyet "ulusal egemenlik" düşüncesinin bir sonucudur. 1789 Fransız Devrimi ile başlayan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi sonucu " ulusal egemenlik" düşüncesi zamanla başta Avrupa olmak üzere birçok ülkeyi etkiledi.
"Ulusal egemenlik" dinsel temelli değildir; insanın kendi aklını kullanarak hür iradesiyle kendini yönetmesi esasına dayanır. Özgür aklıyla hareket eden bir insan kilise, saray, kral vb. başka bir iradeye tabi olmayı onurlu bulmaz ve reddeder. Kendi aklını kendisi kullanma cesaretini ve onurunu gösterir.
Sonuç olarak Cumhuriyet "kayıtsız şartsız ulusal egemenliği" esas alır, "laik" düşünceye ve "ulus bilincine" dayanır. Ulusal egemenliğin kayıt ve şartlarla sınırlandığı, laik olmayan bir Cumhuriyet özünü ve ruhunu kaybeder.
Atatürk'ün kafasında gençlik yıllarından beri var olan CUMHURİYET düşüncesi, 23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla ete kemiğe büründü. Atatürk, meclisin açılmasından bir gün sonra, 24 Nisan 1920'de öne sürdüğü "Meclisin üstünde hiçbir güç ve kuvvet yoktur" ilkesiyle cumhuriyete giden yolu açtı. 20 Ocak 1921 Anayasasının 1.maddesindeki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yönetim biçimi halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır" ilkesiyle "fiilen" ve "hukuken" cumhuriyet kuruldu. Ancak o sırada "resmen" cumhuriyetin ilan edilmesinin önünde bazı engeller vardı.
Saltanatta "kul" cumhuriyette "yurttaş" esastır. Cumhuriyetimiz, padişahın kullarını, özgür yurttaşlara dönüştürdü. 1924 Anayasasının 88.maddesinde"Türkiye halkına, din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından Türk denir" denilerek "yurttaşlık" vurgusu yapıldı. Saltanatta "kullar" kendi özgür iradelerine değil, sultanın mutlak iradesine tabidirler; cumhuriyette ise "yuttaşlar" kendi özgür iradelerine tabidirler; yurttaşların özgürlüğünü sınırlandıran şey, başkalarının özgürlüğüdür, bunu belirleyen de çağdaş hukuk kurallarıdır. Atatürk'ün ifadesiyle saltanat "korkuya" cumhuriyet "fazilete" dayanır. Saltanatta; saray soylular, ulema, bürokratlar ve kapitülasyonlardan yararlanan yabancılar ayrıcalıklıdır; saltanatta toplumsal eşitsizlik, cumhuriyette ise fırsat eşitliği vardır.
Bu cumhuriyet Isparta’nın İslam Köyünden Süleyman Demirel'e ve Rize'nin Güneysu ilçesi Dumankaya Köyünden Recep Tayip Erdoğan’a Başbakan ve Cumhurbaşkanı olma fırsatını vermiştir. Mardin'in Savur İlçesinde orta halli bir çiftçi çocuğu olan Aziz Sancar'a Nobel ödülü kazanma fırsatı vermiştir.
Cumhuriyetimizin kıymetini ve değerini iyi bilmeli ve bu cumhuriyeti Atatürk'ün ideali olan demokrasi ile taçlandırmalıyız.
101. yılında cumhuriyeti kuranları, başta büyük Atatürk olmak üzere saygı, rahmet ve minnetle yâd etmeliyiz.