Yarın 39’uncu kutlama yılı…
1981’den bugüne yılda bir kez de olsa 24 Kasım, öğretmenlerin hatırlandığı bir gün olmuştur.
Ve de her 24 Kasım’da, en azından görünüşte de olsa öğretmenler onore edilmeye çalışılmıştır.
Çünkü:
Onlar, bir çocuğun anne ve babadan sonra sevgiyle yaklaştığı ilk kişidir.
Onlar, yeni nesille ilk teması olandır.
Onlar, kurucu iradeyi Anadolu’ya, Cumhuriyet değerlerini kent, kasaba ve kırlara ilk taşıyandır.
Onlar, laikleşen Türkiye’nin ilk militan gücüdür.
Onlar, toplumsal aydınlanmanın ilk neferidir.
Ve onlar, yeni neslin bilgi dünyasını ilk işleyen ve ilk doldurandır.
***
Ve de onlar:
Bu ülkeye yerleştirilen ABD üslerine ilk tepkiyi veren olmuştur.
-Süt tozu gibi yardımlar adıyla…
-Ne idüğü belirsiz ‘barış gönüllüleri’ adıyla…
Yani barış ve dostluk gösterisi altında, eğitim dünyasının içine girmek isteyen ABD projelerine, ilk karşı duran olmuştur.
-Amerikan baskısıyla 1971-1974 yılları arasında getirilen haşhaş yasağına karşı, ilk sesi veren olmuştur.
Yani Türkiye’de barış ve dostluk adıyla yerleşmeye çalışan ABD politikalarına, ilk milli sesi yükselten onlar olmuştur.
Ve onlar:
-Emperyal sömürüye karşı, ilk tepkiyi veren olmuştur.
-Emperyalizme karşı, milli damarları ilk uyaran olmuştur.
***
Ama 12 Eylül darbesinde en büyük zararı gören de onlar olmuştur.
Çünkü:
-Sıkıyönetim komutanlarının emriyle 15 bini aşkın öğretmenin görevine son verilmişti.
-Sıkıyönetim komutanlarının emriyle 50 bini aşkın öğretmen sürgün edilmişti.
-Binlerce öğretmen cezaevlerine konulmuş, binlerce öğretmen işkenceden geçirilmişti.
Yani 12 Eylül darbesi:
-Öğretmen dünyası üzerinde büyük bir terör estirmişti.
-Öğretmenler üzerinden bir silindir gibi geçmişti.
Ve “12 Eylül Darbesi” ile:
-Ülkeyi açık ve kapalı cezaevine dönüştürenler…
-Ülkeyi bir korku imparatorluğuna çevirenler…
12 Eylül felsefesini meşrulaştırmak için 24 Kasım’ı, “Öğretmenler Günü” olarak ilan etmişti.
Amaç:
12 Eylül ile susturulmuş bir toplumda, tüm kuruluşları kapatılmış ve susturulmuş öğretmen kitlesini, 12 Eylül felsefesinin misyoneri yapmaktı.
Ve de 12 Eylül felsefesine öğretmen camiası üzerinden meşruluk kazandırmaktı.
Yani öğretmenleri onurlandırmak değildi amaç.
***
Ve gün olarak özellikle 24 Kasım seçilmişti.
Çünkü 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiş, 1 Kasım 1928’de “Harf Devrimi” yapılmış, 24 Kasım 1928’de “Millet Mektepleri” açılmış, Atatürk “Başöğretmen” ilan edilmişti.
İşte böyle bir gün, “Öğretmenler Günü” olarak kabul edildi.
Ve de 1981’den bu yana kutlanır, ama hep buruk kutlanır oldu. Çünkü üzerinde hep “12 Eylül” etiketini taşıdı.
Ama 24 Kasım, yalnız Türkiye’ye özgü ve dünyada ilk kutlanan “Öğretmenler Günü” olmuştur.
Çünkü diğer dünya ülkelerinde kutlanan “5 Ekim Öğretmenler Günü” 1994’te UNESCO tarafından kabul edilmiş ve 1996 yılından itibaren kutlanmaya başlamıştır.
Ve bugün ‘koronavirüs salgını’ nedeniyle öğrencisiyle bir araya gelemeyen, kitlesel bir kutlama yapamayan tüm öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü” kutlu olsun.