Sanal ortamlarda; örneğin Afyon’un tarihsel ya da doğal güzelliklerini ya da ekonomik özelliklerini öne çıkaran bir fonun önünde; özgün bir düzenlemeyle ve özgün sazlarla Afyon türkülerini, tek tek icra edip, sonra birleştirip, görümseten (klipleştiren); Afyon Kocatepe Üniversitesi öğrencilerinin çalışmalarını görüyor kıskanıyorum.
Ya da Kayseri, Kütahya… ne bileyim Karabük Üniversitesi öğrencilerinin çalışmalarını görüyor; benzeri bir çalışmanın Çorum türküleri için de yapılamamasına hayıflanıyorum.
* * *
“Doğa için çal” ya da benzeri bir başka çağrıyla, ülkenin (hatta dünyanın) dört bir yanındaki amatör ya da profesyonel müzisyenler; “Gesi Bağları”nı çalıp, söylüyor, örneğin…
Sonra, tek tek kaydedilen o sesler, o tınılar; icra edilen ortamların görüntüleri eşliğinde, birleştirilip, görümsetiliyor (klipleştiriliyor).
… …
Örneğin, bir Afyon Türküsü olan “Karahisar Kalesi” çalınıp, söyleniyor amatör ya da profesyonel müzisyenler tarafından…
Sonra tarihsel, kentsel ve doğasal fonlar önünde çekilen o kareler birleştiriliyor, doyumsuz bir duygu sağanağı çıkarılıyor ortaya.
… …
“Kütahya’nın Pınarları”nı söylüyor gençler, Kütahya’nın doyumsuz güzelliklerini fon olarak kullanarak…
Neticede, o güzelliklerle, o özgün sazlarla, o seslerle yoğrulan emekten, doyumsuz bir lezzet çıkıyor ortaya…
Daha da önemlisi, o doyumsuz lezzet; çok düşündürüp, çok konuşturuyor o türküyü ve yöresini.
… …
Hani diyorum; hani şu bizim “Şu uzun gecenin gecesi olsam” türkümüz de ya da ne bileyim “Elveriyor, elveriyor, orta direk bel veriyor…” türkümüz; aynı yol ve yöntemlerle çalınıp, söylenerek, tüm Türkiye’ye mal edilemez mi?
Çorum, bu türküler eşliğinde, tüm Türkiye’ye tanıtılamaz mı?
Yok mu buna öncü olacak, bunu finanse edecek bir güç Çorum’da?
* * *
Sanal ortamlarda bu tür görümsetmeleri, ne zaman izlesem, büyük bir heyecanla kopyalayıp, Çorum’daki kuzenlerime, yeğenlerime, Çorum’u tanıtma vakıflarına, derneklerine v.b… gönderiyorum.
Altına da not düşüyorum; “Çorum’da, Çorum türkülerini bu şekilde çalıp, söyletip, görümsetecek bir Çorum sever yok mu?” diye…
Yanıt geliyor.
Kem küm!…
… …
Hal böyle olunca, ben de meramımı, bu köşede anlatmak istedim.
Hani, olur ya benim gibi duygusal bir Çorum severe belki ulaşırım diye…
* * *
Dün sanal ortamda, Çorum Valiliğinin katkılarıyla hazırlanmış, Çorum Tanıtım Filmini izledim.
Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, şükran duygularımı sunuyorum.
İzlerken, gözyaşlarımı tutamadım.
“Budur” dedim, “budur işte…”
Demek ki istenirse yapılabiliyormuş…
Bu da yapılabilir.
* * *
Gurbet elde, daha bir başka karşılanıyor bu tür güzellikler.
Beklentiler, arayışlar, istekler, daha bir başka oluyor.
Buralardan daha bir başka görünüyor Çorum.
Türkülerimizin tınısı daha bir başka dokunuyor insana.
“Şu uzun gecenin gecesi olsam”, daha bir başka etkiliyor insanı.
Kıymetini bilin diye söylüyorum.