CHP’nin son olağanüstü kongresinde Muharrem İnce çok değerli tespitlerde bulundu. Artık seçim geceleri kahrederek erkenden yatmayacaksınız. Seçimler geliyor şöyle bir coşup taşmıyoruz. Heyecana gelemiyoruz. Partide bir heyecan yaratmak lazım türünden sözler sarf etti. Bu sözler beni bayağı heyecanlandırdı dersem yanlış olmaz. Bu çıkışlar ona kısa süre içinde bayağı da oy getirdi.
Kılıçdaroğlu bu tabloyu okuduğunu ders çıkartacağını söyledi. Bakalım göreceğiz. Benzeri yakınmalar diğer muhalefet partisi olan MHP’de de var. Arkadaşlar “Vallahi Bahçeli’den partiyi iktidara taşıyacağını ummuyoruz. Tavrı sanki bu muhalefet rahat der gibi. Sanki görevi gerektiğinde AKP’ye koltuk değneği olmak gibi” diyorlar. Soruyorum, “Peki niye hala oy veriyorsunuz?” Cevap aynı: “Rahmetli Türkeş’in kemikleri sızlar.”
Peki CHP’de aynısı değil mi? Cumhuriyet’i kuran parti. Atatürk’ün partisi. Kerhen de olsa CHP’ye oy.
Ben bazen şöyle düşünüyorum. Bu iki partinin liderleri acaba genel seçimlerde hiç meydana çıkmasalar yaklaşık yakın oyları alırlar. Birisi Atatürk’ün mirası, ihanet mi edeyim der standart oylarını alır. Öbürü de Türkeş’in mirası. İhanet mi edeyim der, kemikleşmiş oylarını alır sanıyorum.
Dolayısıyla bu iki partide de genel kanaat, benim kanımca, liderlerinin ve parti örgütünün kitleleri heyecanlandıramadığı, ikna edemediği doğrultusunda. Kaç seçim geçti hala sonuçlar ortada.
İki partinin de geçmişlerine bakalım. Ülke elden gidiyor. Meclis’te 3 milletvekili ile fırtına estiren Rahmetli Türkeş, bugün olsa yeri yerinden oynatırdı. Rahmetli Ecevit olsa dünyayı ayağa kaldırırdı.
Geçenlerde kim söyledi hatırlayamıyorum ama, mealen şöyleydi; Demirel 90 yaşında meydanlara inecek gücü olsa bunları üç ayda meydandan kaçırır. Çünkü konuşacak konu çok. Devletin, ülkenin temeli kökünden sarsılıyor. Ülke elden gidiyor. Demirel böyle durumlarda “Gök kubbeyi başlarına indiririz” derdi.
Doğu Perinçek arkasında milletvekili olmasa da Yunanistan’da ve İsviçre’de Dünyayı tuşa getirdi.
Hadi muhalefet partileri!.. Seçim yaklaşıyor. Türk milleti zeki bir millet. Kömür, demir, makarna hikayelerini bırakın. Ülkenin içinde bulunduğu hassas durumu anlatın. Barış süreci, kan dökülmesin derken nerelere geldik anlatın. Eminim anlayacaktır. Bu milletin dedeleri çoğu zaman çarık da bulamadan bu ülkeyi kurtardı. Onların torunları bir paket makarnaya, birkaç torba kömüre onurunu satmaz.