Sayın Ahmet Samsunlu, Çorum’a hizmet edenlerin unutulmamasını sağlayacak yazıların yazılmasını öneriyor. Ve beş ay kadar önce kaybettiğimiz, Mehmet Alapala ile başlayan İsmail Alapala ve kardeşi Nuri Alapala ile gelişme sağlayan firmanın; İsmail Alapala ile üçüncü neslin grubu, dünya firması haline getirişini anlatıyor.
Çok önemli, çok faydalı bir yazı.
Böyle yazıların yazılması unutulmamak gibi vefa örneğinin yanında gelecek nesillere başarı ufukları açması bakımından da önemlidir.
Rahmetli Mehmet Alapala benden 10 yaş büyük. Kardeşi Mustafa Alapala ile evlerinin bahçesinden ayırıp makinesiz atölye haline getirdikleri iş yerinde çalışmaya başladıklarından birkaç sene sonra; 1954’de ben de babamın atölyesini çalıştırmaya başladım. Bir sene sonra Meslek Lisesi’ni bitiren kardeşim İsmet Çenesiz de bana katıldı. Beraber çalışmaya başladık. Yani o zamanlar; Alapala kardeşler ile meslektaşız. Bugün ise akrabayız. Mehmet Alapala’nın torunu yeğenim Erdem Çenesiz ile evli.
Peşinen söyleyeyim Alapala firmasının gelişiminin ana kaynağı İsmail Alapala’dır. Mehmet Alapala çok şanslı adamdır. Önce Hatap Un gibi çok saygın bir firmada iş bulmuş daha sonrada İsmail Alapala gibi üstün bir yeteneğin babası olma şerefini yaşamıştır.
Değişik, iddialı bir laf etmiş oldum. O bakımdan işi başından almazsak anlatmak zor olacak.
Devrin un fabrikalarına düzenlemeler getiren Çerkez Ahmet Usta (Yaşar Karabek’in babası Ahmet Karabek) üstün bir yetenek. Teknolojiyi ve malzemeyi çok iyi biliyor. Çelik, demir ve ahşap karması düzenekler kuruyor. Rahmetlinin babama da çok faydası olmuştur. Babamın yaptığı ve ailemize maddi aşama sağlayan şerit testere makinesinin yapımında babama ışık tutmuştur. İki mili, bilyeleri ve şerit testereyi gerdirme sisteminin haricinde her tarafı ahşap olan makine; beş sene boyunca, arıza vermeden çalışmıştır.
İşte bu Çerkez Ahmet Usta yanında bir marangoz bulundurmaktadır. Mehmet Alapala’da onun aradığı marangozdur. Hastalık derecesinde titiz, temiz iş meraklısı olan Mehmet Alapala’yı; konusunda lider firma olan un ortaklığına taşıyan Çerkez Ahmet ustadır. Ayrıca Alapala kardeşlerin dükkân yerinin sapa olduğu ve makinelerinin olmadığından yeterli iş gelmiyor. Mustafa Alapala iş yerine bakarken Mehmet Alapala dışarıda çalışabiliyor.
Hatap Un, Mehmet Alapala ilişkisi devam ederken İngiltere’den bir elek ithal ediliyor. Bugün bile demode olmamış elekten çok iyi sonuç alınınca tekrar ithal etme gündeme geliyor. Bu arada Mehmet Alapala devreye giriyor; “Ben bunu yaparım” diyor. Elde örnek olduğu için titiz işçiliğini kullanarak yapmayı başarıyor. Başlangıç böyle. Gerisini Samsunlu hoca gayet güzel anlattı. Anlattı da esas başarının sahibi İsmail Alapa’nın hakkının önemli kısmını babasına verdi. Bu gerçek olmakla beraber şaka tarafı da var. “Tavuk mu yumurtadan çıkar? Yumurta mı tavuktan çıkar? gibi bir olay.
Mehmet Alapala eleği yapmamış olsaydı, İsmail Alapala bugün ne durumda olurdu? Buna akıl erdirip, hüküm vermek; insan aklını aşıyor.
Ne olursa olsun Çorum’un hatta Türkiye’nin gurur duyacağı firmanın doğuşunun başlangıcını yapan Mehmet Alapala’ya Allah’tan rahmet, İsmail Alapala ve kadrosuna da firmayı daha da yüceltmeleri için güç vermesini diliyorum.
Başarının kilometre taşlarını; Sayın Ahmet Samsunlu’nun yazma önerisine canı gönülden katılıyor; ben de tanıdıkları kıymetleri yazmalarını, kalem erbabından rica ediyorum.
Bir örnek verecek olursak; rahmetli Yaşar Karabek babasını anlatabilirdi. Buna eğitimi de vakti de yetip artacak durumdaydı.
Yazılacakların içinde çok insan var. Yazmak için ölmelerini beklemek yanlış olur. Röportajlar yaparak veya başarılı insanlarla belirli aralıklı söyleşiler yapılmalıdır. Bir örnek de Osman Özgül (Radyocu Osman). Süper zekâ, kendi kendini yetiştirmiş, birçok sanayici ve esnafın teknik sorunlarını çözmüş bir dahi. Evlenmemiş, çoluk çocuk bırakmadığı gibi dikili direk de bırakmamış ama yazılması lazım. Gazetemiz, rahmetlinin çırakları ve de son dönemde kendisine sahip çıkmış Mehmet Çağıl’la yapılacak röportajla; 20 yıl sonra asla yerine getirilemeyecek bir görevi yapmış olur.
Rahmetli Mehmet Alapala’nın marifetini anlatırken; şanslılığına da vurgu yaptık. Napolyon, “Şanslı olanın horozu da yumurtlar!” demiş.
Horozlarınızın da yumurtlaması dileğiyle birlikte; en güzel günlerin sizlerin olmasını diliyorum.