Aşağıdaki yazı Rahmetli İlhan Selçuk’a (11.03.1925 – 21.06.2010) ait. Yıllar önce kesip saklamışım.

“Ne alaka” demeyin, hele bir okuyun, köşeme taşıma nedenime hak vereceksiniz.

Rahmetli şöyle diyor yazısında.

*    *    *

“Arap İngiliz’le birleşmiş, Türk’ü arkadan vurmuş.

Ermeni Rus’la birleşmiş, Doğu Anadolu’yu kana bulamış.

Rum Yunanla; Yunan İngiliz’le birleşmiş Batı Anadolu’yu ele geçirmiş.

Ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık hiçbir yeri kalmamış.

Elde avuçta İstanbul ile İzmir bile yok!

Anadolu’nun altı yedi milyon nüfuslu en yoksul bölümüyle yüzde doksan beşi okuma yazma bilmez.

Yorgun, yoksul, bitkin, ezik bir halk.

Nasıl kurtulmuşuz? Şaşıp kalıyorum.

Yunan’ı nasıl hizaya getirip denize dökmüşüz

İngiliz’i İstanbul’dan nasıl çıkarmışız.

Dünyanın süper güçleri ile masaya nasıl eşit oturmuşuz?

Yıl 1923

Anadolu’da 10, 11 milyon savaş artığı yaşıyor, aç susuz, parasız.

Yüzde doksan beşi okuma yazma bilmiyor.

Ne yapacaksın?

Demokrasi yap!

Nasıl yapacaksın?

2000’li yıllarda Nurcu tarikatının ardına bu kadar adam takılmışken

1923’ün yanmış, yıkılmış Anadolu’sunda demokrasiyi nasıl kuracaksın?

Ne var elinde ya da neyin var?

HİÇ.

Koca bir hiç.

Komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan Anadolu’yu mezbahaya döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın

Fabrikan yok,

İşçin yok

İşadamın yok, mühendisin yok, doktorun yok, tüccarın yok, suyun yok, barajın yok, elektriğin yok.

Kadınlarınız çarşafta çuvala giriyor, erkeğin dört karı alıyor

Yurttaşlık yasası yok

Üniversiten yok,

Bankan yok,

Burjuva yok, Proletarya yok.

İhracatçı, ithalatçı yok.

Sermayen yok.

Kalkın bakalım, nasıl kalkınacaksın?

Sermayesiz ekonomik kalkınmanın yumurtasız omletten ne farkı var.

Mustafa Kemal kuşağı ne yapmış?

Yöneticiler devletçiliğe neden ve nasıl sarılmış?

Türkler bankacılığı nasıl öğrenmiş? Merkez Bankası 1930’lara kadar neden açılmamış?

Çağdaş öğretime nasıl geçilmiş?

Okuma yazma seferberliği nasıl başlamış?

Kitaplıklarda kitap yok iken ulusal kütüphane nasıl açılmış

Şaşıp kalıyorum.

2000li yılları geçmiş Türkiye’nin haline bakıyorum.

Hiçbir şeyimiz yokken neler yapmışız

Her şeyimiz varken neden yapamıyoruz.

Bir de bu ortamda Mustafa Kemal’e saldıranlara bakıyorum.

Daha çok şaşıp kalıyorum.

*    *    *

Evet Rahmetli İlhan Selçuk böyle demiş yukarıdaki yazısında.

“Şaşıp kalıyorum…” demiş.

Oysa ben hiç şaşırmıyorum yaşadıklarımıza.

Şaşırmadığım gibi doğal buluyorum her ne yaşıyor ya da yaşatılıyorsak.

??!!...

Evet, doğal buluyorum.

Neden biliyor musunuz?

EĞİTİMSİZ BİR TOPLUM OLMAMIZDAN.

Peki bunun nedenini biliyor musunuz?

Ülkede dengeler yerine oturmadan, zamanından önce demokratik düzene geçirilmemizden.

… …

Şimdi bazı okurlarımın “er ya da geç biran önce demokratik düzene geçilmesinin nesi kötü ki?” dediğini duyar gibiyim.

Evet kötü…

Zamansız yapılan her şey kötü ve anlamsızdır Değerli Okurlarım.

Özellikle de bizim gibi dinsel baskıların altında kalan toplumlarda.

Çünkü bu tür baskılar, toplumların doğru ve akılcı yönlendirilmelerini etkiler.

Bunun en güzel örneği içinde yaşadığımız toplumdur.

Yıl 2024.

Ve bizim eğitim düzeyi ortalamamız henüz ilkokul düzeyinde.

Hal böyle olunca, ülke genelinde taşları bir türlü yerli yerine oturtamıyoruz.

Üretim değil, tüketim toplumuyuz.

Başka söze gerek var mı?