Katolik, Protestan, Müslüman ve bir Yahudi yemekte konuşuyorlar: Katolik: Büyük servetim var... Citibank'ı satın alacağım! Protestan : Çok çok zenginim. General Motors’u alacağım! Müslüman: Ben prensim, korkunç zenginim... Microsoft’u alacağım! Yahudi sakin sakin kahvesini karıştırır, kaşığı masaya koyar, kahveden bir yudum alır, onlara bakar ve umursamaz bir sesle konuşur:- Satmıyorum!

Bak, nazma ne âhenk ve ne renk verdi rübâî:
Bir lâleye yâhut güle benzerdi rübâî.
Îrân’da doğup aldı feyiz toprağımızdan,
Şi’rin tacı üstündeki cevherdi rübâî…(Ekrem Kılıç)

Duyduk kaçınılmaz sonucun geldiğini,
Ömrün azalıp gitgide eksildiğini,
Gözyaşları yalvarmalar artık boşuna,
Bir hakimi mutlak okuyor bildiğini… (Ümit Yaşar Oğuzcan)

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı… (Yahya Kemal Beyatlı)

Rubailerle tırmandım asumanın damına,
Üstadları ararken Hayyam geldi yanıma,
"Rubailer hikmettir, çocuğum onlar” dedi,
Bari sizler yaşatın, fatiha yollayın ruhuma…(Mehmet Özata)

Düşünce göklerinin baş konağı, sevgidir sevgi;
Gençlik destanının baş yaprağı, sevgidir sevgi;
Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar,
Bilin ki, tüm varlığın baş kaynağı, sevgidir sevgi. (Ömer Hayyam)

Aşıkanım nasıl ayık kalayım?
Doldur aşk şarabını gönül testime,
Sen İran ol, ben de Şah’ın olayım,
Varsın Sultan Selim gelsin üstüme…(Cemal Safi)

Bu güne kadar tam yedin, yarım yiyeceksin,
Bilinçli beslenmek, nedir, nasıldır, bileceksin,
Can boğazdan gelir, boğazdan da gidermiş,
Korkarım, ecel kapıyı çalınca öğreneceksin….(Mehmet Özata)

Yeryüzünde yürüyenler ebediyyen,
Geçecekler başımızın üstünden…
Nasıl geldiyse bu saltanat bize dek,
Başka kimselere de öyle gidecek…(Şiraz’lı Sa’di 13.y.y)

Gece üstadıma sordum kaç kez,
Bana bu cihanın sırrını söyle tez,
Cevap verdi üstadım gülerek,
Bu sır bilinir, ancak söylenemez… (Mevlana-13 y.y))