Kartlar yeniden karılırken, ortası çamur yandan geç…
Gavurun desteğiyle gelen kösteğiyle gidiyor. Tamam olmasına tamam da… Ergenekon tertibinin essah savcısı görüldüğü kadarıyla tahliye istemiş görünüyor.
Yakın dönemi hızlı bir ufuk turuyla hatırlayalım.
Bölünmüş Ortadoğu Projesi (BOP) için Irak’ın işgalinde Türkiye’nin desteği için Amerikancı Karşıdevrim Projesi (AKP) hazırlanmıştır. Bir koalisyon projesi olan bu çalışmanın kurucu ortakları E tipi ile F tipidir. ABD’nin Ortadoğu’da sınırları yeniden çizmesi için de Türk Ordusu’nun etkisizleştirilmesi lazımdır. Öyleyse gelsin Ergenekon, Balyoz, Casusluk vb. kumpaslar…
Bölünmüş Ortadoğu Projesi’nin Ilımlı İslâm treni Suriye’de raydan çıkmıştır. Kimdi, kimlerdi bu projenin Ortadoğu’daki enstrümanları? Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve özel görevli Eş-Başkan… Bu arada Eş-Başkan’ın koalisyon ortağı F tipini de unutmamak lazım.
Ya medya? Küresel çetelere hizmette sınır tanımayan medyanın da hakkını vermek lazım…
Amerikancı Karşıdevrim Projesi’nin (AKP) özel görevini dünü, bugünü ve yeniden karılan kartlarıyla yarınını irdelemek zurnanın zırt dediği yerdir.
Dün AKP koalisyonunun büyük ortağı E tipi, Türkiye’de istediği gibi gündemi belirlemiştir. Salt gazetelerin birinci sayfalarının hatırlanması yeterli olacaktır.
İnsanların linç edilmesinde medya “algı yönetimi” ödevini başarıyla yürütmüştür. Tertip kurbanlarını çapraz tarayan tetikçilerden biri de medyadır.
2013 Taksim Gezi Parkı eylemleri, kısa zamanda PKK/KCK denetimi olmayan neredeyse her yere yayılmıştır. AKP eliyle on bir yıldır kitlelerde biriktirilen sosyal muhalefet enerjisi boşalmış, şişeden çıkan cin E tipini çarpmıştır.
Halkın tepkisini orantısız şiddet kullanarak bastırmak isteyen anlayış, tepkilerin daha da artmasına sebep olmuştur. Canını yitiren gencecik insanlar ve biber gazı fişeğiyle gözlerini yitirenler.
Eylemler Ağustos ayında park toplantılarına dönüştüğünde aklıma Ağustos Böceği gelmişti. Yazı konuşarak geçiren… “Konuşa, konuşa bu iş söner ve biter” demiştim. Öyle de oldu.
Ama 06-09 Haziran 2013 tarihleri arasında İngiltere’de toplanan Bilderberg toplantısını hatırlayan kaldı mı dersiniz?
Bilderberg toplantısının gizli tutulan gündeminde Türkiye’nin olmaması küresel çetelerin ne söylemine uyar, ne de eylemine…
ABD’ye giderek sadaret mührü isteyenleri sinek pislemedik bir yere yazınız.
Dershaneler üzerinden başlatılan kayıkçı kavgasının arka planı için Mahiye Morgül’ün yazılarını okumanızı öneririm. (http://www.mahiye.net/)
Türk eğitim sistemi, küresel şirketlere ikram edilmektedir. Talim ve Terbiye Kurulu’nun lağvedilmesi için hazırlanan tasarı komisyondan Meclis’e indirilmiştir.
Bu çatışma yaygın ifadesiyle cambaza bak tiyatrosudur. Arka planında ise E tipi ile F tipinin alan kavgası ve egemenlik çatışması vardır. Gündem belirlemekte zorlanan E tipi, F tipini Ergenekon tertibiyle başlayan tertip sürecinin günah keçisi ilan etmiştir. Amaç yaklaşan seçimler öncesinde kendisini kurtarmaya çalışmaktadır.
E tipi ile F tipi koalisyonun kurucusu ABD ise bu çatışmayı yakinen izlemekle yetinmektedir. ABD’nin bu duruşunu şöyle okumak hiç de yanlış olmaz. “Arap Baharı” yaftalı Ilımlı İslâm treni Suriye’de raydan çıkınca makas değiştiren küresel çeteler kartları yeniden karmak için mıntıka temizliği yapmaktadırlar. F tipine karşı ABD’de yapılan eylemleri ve Almanya’da başlayan karşı hamle hazırlıklarını daha önceki yazılarımızda ifade etmeye çalışmıştık.
Ancak… Ne doğada ne de toplumsal yaşamda boşluk yoktur. E tipinin gündem belirlemede bıraktığı boşluk F tipinin kaset ve tape servis hizmetleriyle doldurulmaktadır. F tipi, E tipi muhaliflerine servis yapan hazır yemek şirketlerine benzemektedir. Görüldüğü kadarıyla her türlü muhalefet bu ikramlardan pek memnundur. Kasetlerdekileri anlatarak yerel seçimlerde oy toplamanın albenisi…
İşin acı tarafı, Türkiye’de gündem, AKP’nin eski kurucu ortağı F tipi eliyle belirlenmektedir. Gündem belirlemede yapılan bu hizmetlerin elbette bir bedeli vardır ve ödenecektir. Anne muhalefeti izlemeye devam edin lütfen…
Bilgisayar başında sızma kaset bekleyenler ve siyaset… Rakibinin hata yapmasını bekleyerek siyaset yaptığını sananlar, dünyada ve ülkede yaşananlar üzerine bir strateji üretemeyenlerdir. Kaçınılmaz olarak başka planların parçası olmaktan ileriye gidemeyeceklerdir.
Bu arada “kumpas”, “paralel devlet” ifadeleriyle E tipi itirafçı rolüne soyunmuştur.
Ana hedefi Türk Ordusu’nu çökertmek olan 2008’de başlatılan Ergenekon, Balyoz, Casusluk vb. davalar bahane edilerek yurtseverler tıpkı Malta Sürgünlerinde olduğu gibi esir edilmiştir.
Malta Sürgünleri’ne karşı Anadolu’daki İngiliz subaylarını tutuklatan bir Mustafa Kemal Paşa ne yazık ki yoktur günümüzde…
Eski ortağı F tipine karşı öldürücü darbe hazırlığında olan E tipi, toplumsal dengeleri kendi yararına değiştirmenin peşindedir. Yerel seçimlere 20 gün kala Silivri zindanının kapısını aralaması kartları yeniden karma çabasıdır. ABD’nin kendi kartlarını kararken jokerleri kimler olacaktır. Metin Feyzioğlu ile İlker Başbuğ’un adını şimdilik yazınız bir kenara… Mağdur edebiyatı ile parlatılan Erdoğan’ı unuttunuz mu yoksa?
Sözü Mustafa Kemal Atatürk’e bırakalım.
“… Milleti aklımızın ermediği, yapmak kudret kabiliyetini kendimizde görmediğimiz hususlar hakkında kandırarak geçici teveccühler elde etmeye tenezzül etmeyiz. Millete, adi politikacılar gibi yalancı vaatlerde bulunmaktan nefret ederiz.”
Millete güvenerek, gerçekleri anlatarak, milletin egemenliğini tesis edeceklerine, emperyalizmin hizmetkârlarıyla sadaret mührü peşinde koşanlar için Atatürk’ün “adi politikacılar gibi yalancı vaatlerde bulunmak” ifadesini altını çizerek hatırlatmak isterim. Emperyalizm tarihin her döneminde kendi arabasını yürütmek için benzinin, mazotun rengine hiç bakmamıştır. Ha yeşil benzin, ha turuncu… Medya marifetiyle yaratılan algı engeli toplumlarda renk körlüğünü yaygınlaştırmak çok kolaydır. Yağmurdan kaçan, doluya tutulduğunda onlar için çok geç olabilir. “Ortası çamur yandan geç” dendiğinde o yana iyi bakmak lazım. Uçurum olmasın sakın…