(Yine bir Orman Haftası ve 10 yıl öncesinden bir yazı…) 28.03.2005
Her yıl Mart ayının son haftası, ‘Orman Haftası’ olarak kutlanmakta.. Şimdi, yine bu hafta da birçok kuruluş fidan dikerek gazetelerde boy boy resimler çektirecek, gövde gösterisi yapacaklar. Yine bu hafta da kuruluşların fidan diktiklerini, daha doğrusunu söylersek nasıl fidan katlettiklerini göreceğiz.
Fidanı dikmek değil onu yaşatmak, büyütmek daha önemlidir. 10 tane dikeceğine bir tane dik ama diktiğin fidanın suyunu, gelişmesini temin et.
Ankara’ya 30 km mesafede, Büyük Millet Meclisi Ormanı diye kocaman bir yer var. Burası seneler önce dikildi. Buraya yüz milyarlarca para harcandı. Belki bir milyar fidan dikildi ama yine de görünürde hiçbir yeşillik yok.
Her hafta yüzlerce millet vekili gelip gider ve burayı görürler. Hatta Sayın Orman Bakanımız, Sayın Başbakanımız da dahil olmak üzere buradan gelip geçerler ama bu günkü hükümet ve bundan öncekiler de dahil olmak üzere hiç birisinin dikkatini çekmez.
Hiç birisinin aklına gelmez burayı yüce meclisin adına şanına yakışır bir yer haline getirmek. Hiç birisi şuraya bir el atalım demez. Yani bir yerde, 450 tane milletvekilinin 1 tane ormanı yaşatamamış olması gibi bir durumdur bu.
Bir tarafta yüce meclise gelmiş geçmiş 3-4 bin milletvekili, bir tarafta da emekli, 70 yaşında ve tek başına Çorum’da 8 tane orman yetiştirmiş, milyonlarca fidan dikmiş ve dikmiş olduğu fidanların %80’inin büyümesini sağlamış Bir Rüstem Eren! (Allah rahmet etsin.) İnsanın yaptığı işe önce kendisinin inanması lazım.
Sonra ağaç katliamı yapan devlet kuruluşlarına ne dersiniz?
Bir aklı evvel çıktı ve üç yıldır Çorum’da kavak koymadı hepsini kestirdi. Hem de millete ceza tehdidiyle. Sonra kuşlar, (sığırcık ve serçeler) sen misin bunu yapan dercesine caddenin kenarındaki ağaçlara akşamları tünediler ve caddeleri pisleye pisleye bize gereken dersi verdiler. Öyle tabiatın dengesiyle oynamak yok. Tabiat, kendisine bıçak çekeni görür ve intikamını çok çetin olarak ödetir.
Hem böyle gösterişli, şaşalı ağaç dikme törenleri yapılır hem de Rıfat Patır ve onun gibi yeşil ve ağaç sevdalılarına, fidan diktin, devlet arazisini kullandın diye cezalar yazılır. Bu ne gaflettir efendim!?
Şimdi yine milyonlarca ağaç dikilecek ama hiç biri Rıfat Beyin fidanları gibi, tutmayacak ve ya çok azı tutacak.
TEMA milyonlarca fidan dikme kampanyası yapıyor. Dikecekler de! Peki bunu babalarının arazisine mi dikecekler acaba!???
3. defadır yazıyorum. Bir yetkili çıkıp ta cevap veremiyor. Bu fidan dikenleri yok etmek, onların sevdasına gem vurmak MEMLEKETİ FELAKETE GÖTÜRMEKTİR!
Her yıl bir Kıbrıs kadar toprağımız denizlere giderken ve Türkiye göz göre göre çöl olurken ağaç dikene milyarlarca ceza yazmak niye?
İşte benim bürokrasim, işte kanun anlayışım, işte ağaç sevgim ve işte çöl olan Türkiye’m!
Benim bir önerim var; TEMA yetkilileri toprağın müsait olduğu yerlere meşe ve çam fidanları yerine badem, ceviz, kiraz gibi gelir getirecek şeylerin dikilmesini neden düşünmüyorlar? Bence bunu bir düşünseler ve üzerinde dursalar iyi olur. Yoksa ben de mi aklı evvellik yapıyorum!? Beni bağışlasın TEMA yetkilileri. Cevap verirlerse sevinirim.
Sadece Türkiye’de değil bütün dünyadaki ormanlar hızla azalıyor. Rusya’dan gelen tomruklar eskisi kadar rahat gelmiyor. Çünkü tehlikeyi onlar da görmüş ve birçok bölgede ağaç kesimini yasaklamışlar.
ÖNCE AĞAÇ NEDİR ONA BİR GÖZ ATALIM SONRA DA ONA GÖRE KESELİM, ONA GÖRE DİKELİM VE DİKENLERE, DİKİP YAŞATANLARA DA ONA GÖRE SAYGI DUYALIM!
Ağaç, insanlara doğduğu günden öldüğü güne kadar lazımdır. Ağaç doğanın dengesini sağlayan, gözü olana, gözü görene mutluluk ve bereket verir. Havayı temizleyen, yağmuru, karı düzenleyen, toprakların akıp gitmesini önleyen ve de daha yüzlerce sayamadığımız faydası olan Allah’ın insanlara bahşettiği bir nimettir.
Haydi fidan dikmeye ve onun bakımını yapmaya!!! Ulu ağaçlar kadar hayırlı sıhhatli bir ömür dileğiyle.
Hoşçakalın efendim
Saygı ve sevgilerimle.