Ülkeler, yetiştirdikleri değerlere gösterdikleri saygı ve önem kadar büyüktür.
Nazım Hikmet Ran, sanatın evrensel diliyle ülkemizi dünya ülkeleri içinde saygın bir yere taşımış bir sanatçımızdır.
Eserleri dünyanın birçok yerinde, insanların dillerinde, yüreklerinde yer almıştır.
Şair,toplumsal,siyasal,duygusal eserleriyle,bizim ve birçok ülke insanının öncüsü,sözcüsü olmuştur.
Ömrünün 12 yıldan fazlasını mahpuslarda geçirmesi O'nun eserlerini bambaşka düşüncelerle beslemiştir.
Eserleri sakıncalı bulunduğu için, birçok insanın başı derde girmiştir.
Şiirleri, aşıkların mektuplarını gizliden gizliye süslemiştir.
Çünkü Nazım, dünyada birçok ülke diline çevrilen elden ele, dilden dile dolaşırken,O kendi ülkesinde yasaklı bir şair olarak kalmıştır. Dahası yasaklı olması da yetmemiş,vatan haini damgasıyla vatandaşlıktan çıkarılmıştır.
Bilindiği gibi, 3 Haziran tarihi dünyanın tanıdığı şairimiz Nazım Hikmet'in ölümünün 51. yılıydı.
Şair, yaşamak zorunda kaldığı Moskova'da, 3 Haziran 1963 tarihinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti.
O yıllardan bu yıllara ülkemizin düşünce iklimini düşündüğümüzde, fazla birşey değişmiş değil.
Düşünce,sanat siyaset,bilim alanlarında farklı düşünen her insan hala bu ülkede tehlike olarak görülüyor.
İnsanları "vatan haini diye" çok çabuk tanımladığımız gibi, kahramanları da çok çabuk yaratan bir milletiz.
Ömrünün sonuna kadar vatan hasretiyle yanan yüreğinin sesini "Memleket" şiirlerine yansıtan şair, bizim ülkemizin önemli bir değeridir öyle de kalacaktır.
Aşkın ve hasretin şairi, Nazım Hikmet, “Beni, Anadolu’da bir köy mezarlığında çınar altına gömün" demiş.
Sanatının önünde dünyanın eğildiği, "Mavi Gözlü Dev" için eminim ki, Anadolu'da binlerce çınar ağacı ve köy mezarlığı Nazım Hikmet'i kucaklamaya hazırdır...

BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Erkek kadına dedi ki,
-seni seviyorum;
Ama nasıl,
avuçlarımda camdan birşey gibi kalbimi sıkıp,
parmaklarımı kanatarak,
kırasıya,çıldırasıya
Erkek kadına dedi ki;
Seni seviyorum,ama nasıl,
Kilometrelerle derin, kilometrelerce dümdüz,
Yüzde yüz, yüzde binbeş yüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın,erkeğe dedi ki;
-Baktım
dudağımla,yüreğimle,kafamla,
Severek,korkarak,eğilerek
dudağına,yüreğine,kafana
Şimdi ne söylüyorsam,
Karanlıkta fısıltı gibi öğrettin bana...
Ve ben artık
biliyorum;
Toprağın yüzü güneşli bir ana gibi
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyeyim,saçlarım dolanmış
Ölmekte olan parmaklarına
Başımı kurtarmam kabil değil!
Sen,yürümelisin
Yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak..
Sen,yürümelisin,
Beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
Aşkın, hasretin, yaşamın şairi Nazım Hikmet Ran’a saygıyla…