(Yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla 2003 yılında yazmış olduğum bir yazımı tekrar siz okuyucularımın bilgisine sunuyorum.) 24.02.2003
Kurban kesme: Kurban, Hanefi mezhebine göre belli varlıklara ve şartlara sahip olan insanlara vaciptir.
Bizde neredeyse bu farz gibi algılanmaktadır. Bu sebepten kurban kesenlerde son çeyrek asırdır çok artış vardır.
Yine son çeyrek asırda insanlar apartmanlarda yaşamak zorunda kalmışlar ve yanlış imar planları yüzünden memleket beton yığını olmuştur. Bu apartmanların çoğunun bahçesi yoktur veya çok küçüktür. İçinde bahçesi olan evlerdeki gibi kurbanın kesileceği yere kuyu kazıp, kanı ve işe yaramayan atıklarını gömme imkanı da yoktur.
Bir de temizliğe en çok önem veren bizim dinimiz olduğu halde, biz Müslümanların bu vecibeyi hemen hemen büyük bir çoğunluğumuz yerine getirmediğinden kurban bayramında sokaklar kan gölü ve hayvan atıklarından geçilmez hale gelmektedir. Pislik, kötü manzara o hale geliyor ki insanlar ne diyeceğini, ne yapacağını bilemiyor.
Kurban bayramı yaklaşınca kurban keseceklerde bir heyecan, bir telaş başlıyor. Kurbanı hayır kurumuna mı versem, kendim mi kessem, nasıl keseceğim veya kestireceğim, nerede kesebilirim sıkıntısı başlıyor. Çoğumuzda kurban kesme yerinin münasibini bulsak bile bu defa da o hayvanı kesenlerin %90’ı işinin ehli değil.
Kasap olan bir arkadaşım anlatmıştı, faydası olacağını düşünerek sizlere de aktarmak istiyorum.”Hayvan kesilmeden önce besmele çekilir. Allahu ekber denir. Keskin ve büyüklüğü normal olan bir bıçakla önce hayvanın yattığı taraftaki şah damarı iyice kesilmeli. Sonra nefes borusunu iyice kesmeli. En sonra da boynun üst kısmındaki ana damar iyice kesilmeli. Fakat hiç bir surette hayvanın canı çıkmadan omurilik kesilmemeli” demişti. Bunlar yerine getirilmese hayvan çok eziyet çeker ve acı duyarmış.
Kurban bayramına 2-3 gün kala belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar sözde bir hazırlık yapıyor, bazı yerleri de kurban kesme yeri diye gösteriyorlar. Daha büyük bir pisliği ve vahşeti bir araya toplayıp insanları, bilhassa çocukları bu vahşete seyirci yapıyorlar.
Bir gazete, “Bizi Avrupa Birliği’ne almamalarına sadece bu manzara yeter” diyor ve çeşitli resimlerle de bunu gösteriyordu. Hakikaten bu durum ayıp ve utanç verici!
Böyle diye kurban kesmeyecek miyiz? Ve ya başka bir fetva verilebilir mi? O Diyaneti de aşar, İslam müçtehitlerinin toplanıp vereceği bir karardır. Aslında bu toplantılar her sene yapılmalı ve yeni kararlar alınmalı diye düşünüyorum.
Mesela Kur’an Arapça okununca, okuyan insan hangi dildeyse, okuduğunun kendi dilindeki çevirisini de okumalı. Bu camilerde mutlaka tatbik edilmeli. Din adamlarımızın çoğunun bu zahmete katlanmayışından bu memlekette dinimizi bilen insan pek az.
O halde kurban keseceğiz diyorum ve önerilerimi sunuyorum: Bunu da bu hükümetin üzerine düşen önemli bir görev sayıyorum. Önce bu konu kanunlarla açık ve belirli bir esasa bağlanmalı. Sokakta kurban kesersen 1 milyar ceza keserim demekle olmaz!
Sonra belediyeler bu konuda tek başına sorumlu tutulmalı. Mülkü amirler kolaylıklar sağlamalıdır. İşin alt yapısı, zemini hazırlanmalı ve uymayanlar cezalandırılmalıdır.
1-) Bu iş için hayvan pazarlarının etrafına beton bir kanal kazılmalı, hayvanın kanı o kanala akıtılmalıdır. Bu kanalın etrafına demir direkler dikilmeli, hayvan makara veya calaskarla arka ayaklarından havaya kaldırılmalı, başı havaya gelecek şekil aldırılmalı ve bıçak boğazına öyle çalınmalıdır. (Zannedersem modern mezbahahanelerde de kesim böyle yapılıyor.) Ayrıca her hayvanın kesileceği yer ayrılmalı, kalın naylonlarla bölünmeli. Kesilen hayvan öbürünü görmemelidir. Sıkça, büyük çöp bidonları konmalıdır.
(Tabii bu işin hazırlığına bayramın yeni geçtiği şu günlerde hemen başlanmalı ki önümüzdeki yılın kurban bayramına yetişsin. Yoksa bayrama 15-20 gün kala yapılan hazırlıklar bundan önceki yıllarda olduğu gibi yine fiyaskoyla biter. (Hele bir de bu günkü sistemle kurban bayramının yaz aylarına geldiğini düşünün.)
Bu sadece hayvan pazarları ve mezbahahanelerle sınırlı kalmamalı. Yeteri kadar ve şehrin büyüklüğüne göre çoğaltılmalıdır. Kurban kesecek görevlilerin belediye mezbaha müdürlüğünce verilen,”Kurban kesebilir” belgesi olmalı ve bu belgeler 2-3 günlük kurslar neticesinde ciddiyetle verilmelidir.
* * *
Bu yazıyı 2003 tarihinde yazmışım bundan 3 yıl sonra bir yazı daha yazmışım, yine bu yazıda da:
“…Günümüzde artık kurban kesme yerleri belediyelerce tespit ediliyor ve kurban kesecek görevliler çeşitli kurslara tabi tutuluyorlar.
Bütün bunlar güzel şeyler, ama gel gör ki, kurbanımı bayramın ilk günü keseceğim diye insanların buralara akın etmelerinden sıra bulmak mümkün olmuyor. Bu durumu bahane eden insanlarımız ehil olmayan şekilde ve kendi başlarına kurbanlarını kesmeye çalışıyorlar. Bu yüzden de çirkin manzaralar ve vahşi görüntüler ortaya çıkıyor. (Kurbanlıkları vurmak, yaralamak, sopa atmak gibi…) Koskoca adamlar ellerinde sopalarla caddelerde kurbanlık kovalıyorlar. Yakalayınca da Allah yarattı demeden basıyorlar sopayı! Bu cahil insanlar bir de ibadet yaptıklarını sanıyorlar. Allah ıslah etsin….” diye yazmışım
Umarım bu Kurban Bayramında, daha İslam’a ve ibadetin özüne uygun manzaralar görürüz. Şimdiden herkese hayırlı bayramlar diliyorum.
Saygı sevgilerimle.