Bizim hukuk sistemimizde devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait;
a) Vergi, resim, harç, mahkeme masrafları, vergi cezaları, para cezaları gibi asli alacaklar,
b) Gecikme zammı, gecikme faizi, faiz, zam, pişmanlık zammı gibi asli alacaklar üzerinden hesaplanan fer’i alacaklar,
c) Sözleşmeden, haksız fiilden ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinden kaynaklanan alacaklar,
d) Mahiyetleri ne olursa olsun, özel kanunlarında 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edileceği belirtilen alacaklar,
e) Yukarıda belirtilen alacaklarının takip masraflarından kaynaklanan alacaklar,
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmektedir.
Anılan bu Kanun, özü itibariyle kamu alacaklarının takip ve tahsilinde uygulanan İcra ve İflas Kanunu mahiyetindedir.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da Kamunun, alacağın tahsili sürecinde karşılaşabileceği olumsuzlukları önlemeye yönelik olarak başvurabileceği yöntemler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan tedbirler; teminat isteme, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk, borçlunun mal kaçırma kastıyla gerçekleştirdiği hukuki işlemlerin iptali davaları şeklinde olabilmektedir.
Bir önceki yazımızda vergi dairesinin amme borçlusundan teminat isteyebileceği haller açıklanmıştı. Bu yazımızda ise kamu idaresinin mükellefler hakkında ihtiyati haciz uygulayabileceği durumlar izah edilmeye çalışılmıştır.
İhtiyati Haciz:
6183 sayılı Kanunun 13. maddesinde sayılan hallerden herhangi birinin mevcudiyeti halinde, hiç bir müddetle sınırlı olmaksızın alacaklı amme idaresi, mahalli en büyük memurunun kararıyla borçlunun mallarına ihtiyati haciz tatbik edebilmektedir. Kanun'da, idarenin ihtiyati haciz uygulayabileceği haller şu şekilde belirlenmiştir:
1. Vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile bir amme alacağının salınması için gerekli işlemlere başlanılması halinde, vergi incelemesine yetkili memurlarca talep edilmesi durumunda yine bunlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen tutar üzerinden tahsil dairelerince teminat istenebilmektedir. Vergi inceleme elemanlarınca yapılan inceleme sırasında kamu alacağının tahsilinde zorlukla karşılaşılacağı öngörülmüşse, vergi idaresince ihtiyati haciz işlemi de tatbik edilebilmektedir. Ayrıca borçlunun belli bir ikametgahının bulunmaması; borçlunun kaçması veya mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimallerinin mevcudiyeti; borçlunun teminat gösterememesi; mal bildirimine çağrılan borçlunun belli müddet içinde mal bildiriminde bulunmaması veya noksan bildirimde bulunması hallerinde de ilgili kamu idaresi ihtiyati haciz uygulayabilmektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığına doğrudan bağlı vergi dairesi başkanlıklarının kurulduğu yerlerde Gelir İdaresine bağlı tahsil daireleri (bağlı vergi daireleri dahil) tarafından takip ve tahsil edilen amme alacakları için ihtiyati hacze karar verme yetkisi vergi dairesi başkanlarına aittir.
Alacaklı amme idaresinin il özel idaresi olması halinde, ihtiyati hacze karar verme yetkisi valiye; belediye olması halinde ise belediye başkanına aittir.
Kamu idaresince ihtiyati hacizler belli bir süre için konulmayıp, kaldırılmadığı müddetçe devam etmektedir.
İhtiyati haciz kesin hacze dönüştürülmediği sürece, ihtiyaten haczedilen malların satılarak paraya çevrilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, ihtiyaten haczedilen malların bozulması, çürümesi gibi nedenlerle korunmasının mümkün olmadığı veya beklediği zaman önemli bir değer düşüklüğüne uğrayacağının anlaşılması hallerinde, bu mallar derhal paraya çevrilerek, elde edilen tutarlar teminat olarak muhafaza edilebilmektedir.
İhtiyati haciz sebeplerine karşı açılacak davaların;
- haczin tatbik edildiği tarihten,
- gıyapta yapılan hacizlerde ise haczin tebliğ edildiği tarihten,
itibaren 7 gün içinde ilgili vergi mahkemesinde açılması gerekmektedir.
Vergi mahkemelerinin vermiş olduğu nihai kararlar kesin olmayıp bu kararlara karşı temyiz veya itiraz yoluna gidilmesi mümkündür.
İhtiyati hacze karşı dava açılmadığı halde, bu haczin dayanağı olan tarhiyata karşı dava açılması durumunda ve ilk derece mahkemesince tarhiyatın kısmen veya tamamen terkinine yönelik kararlar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, bu tarhiyata dayalı ihtiyati haczin kaldırılması gerekmektedir.
Gerek tarhiyata gerekse bu tarhiyattan kaynaklı olan ihtiyati hacze karşı dava açıldığı hallerde ise, yargı organlarınca tarhiyatın terkinine karar verilmesi ve terkin kararının kesinleşmesi şartıyla ihtiyati hacze ilişkin davanın sonucu beklenilmeksizin ihtiyati haczin kaldırılması zorunludur
Borçlu tarafından Kanun'da sayılan teminatların verilmesi ve verilen teminatın tahsil dairesi tarafından kabul edilmesi halinde, ihtiyati haciz tatbik edilmiş mallar üzerinden haciz kaldırılarak teminat olarak gösterilen mallara haciz tatbik edilmektedir.
6183 sayılı Kanun'da teminat olarak kabul edilecek kıymetler şu şekilde belirlenmiştir:
a) Para,
b) Bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektupları,
c) Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri (Hazine bonosu ve Devlet tahvilleri) veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler (nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmişse bu işlemlerde ana paraya tekabül eden satış değerleri esas alınır.),
d) Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilecek milli şirketlerin hisse senetleri ve tahvilleri (Bu hisse senetleri ve tahviller, teminatın kabul edilmesine en yakın borsa cetvelleri üzerinden % 15 noksanıyla değerlendirilir.),
e) Amme borçlusu veya borçlular lehine üçüncü şahıslar tarafından gösterilen ve alacaklı amme idarelerince haciz varakalarına istinaden haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar.