Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, trafik konusunun özelde ise şehir içi ulaşım meselesinin hemen her şehrin, her belediyenin hatta her hükümetin üzerinde en çok çalıştığı ve en çok bütçe ayırdığı ama bütün bunlara rağmen “çözdük, hallettik diyemediği” bir konu olduğunu belirterek, “Bu doğal bir sonuç. Çünkü trafik meselesinin nihai bir noktası yoktur” dedi.
Çorum Belediyesi olarak, bu alana ilişkin 6 yıldır yatırım yaptıklarını kaydeden Külcü, “İşe Ulaşım Müdürlüğümüzü kurarak başladık. 6 yıl boyunca trafik açısından, hayatı kolaylaştıracak her türlü tedbiri aldık. Güvenli ulaşım için arayışlarımızı ve yatırımlarımızı yaptık, bundan sonra da yatırım yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Nitelikli bir ulaşım için yapılması gereken yegâne işin standardı yüksek, daha geniş yollar yapmak olmadığını belirten Külcü, yine de yol konusunu önemsediklerini ve sorunsuz ya da az sorunlu bir ulaşım ağı oluşturmakta bu durumun çok etkili olduğuna inandıklarını söyledi.
Çorum gibi tek merkezli kentlerde herkesin aynı noktaya ulaşmaya çalıştığını ve bunun önüne geçmek için de kent için yeni bir merkez oluşturmaya çalıştıklarını söyleyen Külcü, şehri batı istikametinde büyütmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Çorum’da 2003 yılında 80.000 civarında araç varken 12 yıl sonra bu sayının 150.000’e çıkmasının önemli bir unsur olduğunu belirten Külcü, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Sürdürülebilir bir ulaşım stratejisi için bunu yapmak zorundayız. 2014 yılında bu amaçla bir adım attık. Çorum ulaşım master planını hazırlatmak için 2 kez ihaleye çıktık; ancak uygun teklif alınamadı biz de işin doğasına da uygun bir yaklaşım olarak “3 aşamalı bir modeli” tercih ettik. Bilimsel bir bakış açısından bahsediyorsak, bu işi yapabilecek en doğru adresler şüphesiz üniversitelerimizdir.
Biz de kendimize Türkiye’de bu konudaki en tecrübeli üniversitelerden birisi olan Yalova Üniversitesi’ni çözüm ortağı olarak seçtik. Bu isteğe bağlı bir tercih olmaktan çok, tecrübenin bizi götürdüğü adres olarak ortaya çıkmıştır.
Yalova Üniversitesi ile yapacağımız çalışmalar tamamlandığında, inşallah daha sağlıklı bir ulaşım stratejisine nasıl ulaşacağız, bunun yol haritasına kavuşmuş olacağız.

“ŞEHRİN ULAŞIM AĞININ FOTOĞRAFI ÇEKİLECEK”
Şehrin mevcut ulaşım ağının adeta bir fotoğrafı çekilecek. Özel ulaşımda durum ne? Toplu ulaşımda durumumuz ne? Kavşaklar, sinyalizasyon sistemi, trafik işaretlemeleri, yaya yolları, otobüs durakları, taksi durakları, ulaşım güzergâhları vs. bunların mevcut durumu incelenecek ve belediye ulaşım yönetiminin önüne bir rapor konulacak. Bize sizin durumunuz şudur diyecekler. Bunun için 150 günlük bir süre kullanılacak.
Birinci aşamada elde edilen veriler ışığında özel ve toplu ulaşımının planlanması için anketler de yapılarak (halkın beklentilerini işin içine katmak amacıyla) bir raporlama çalışması yapılacak. Önümüze bir iş planı gelecek. Burada şehir içi trafiğin düzenlenmesine yönelik her türlü tekliflerini sunacaklar. Biz de buna yönelik yeni planlamalarımızı yapacağız, tedbirlerimizi alacağız.

“ULAŞIM MASTER PLANI HAZIRLANACAK”
Son aşamaya geldiğimizde ise “nazım imar planı ile uyumlu olarak” 25 yıllık bir projeksiyon ortaya çıkacak.
Bu 25yıllık dönem için oluşacak; demografik durum, araç sayısı, insanların ulaşım alışkanlıklarındaki muhtemel değişiklikler vs. birlikte değerlendirilerek 2040 yılına kadar bizi götürebileceğine inandığımız bir yol haritasına sahip olacağız.
Böylece ortaya bir ulaşım master planı çıkmış olacak.
Böyle bir çalışmayı 2017 ortalarında, en erken, bitirebileceğimizi düşünüyoruz.
Bu uzun gibi görünen bir süre. Ama yapılan işin büyüklüğü düşünülünce makul bir zaman olduğunu kabul etmek gerekir.

“ÇÖZÜM GENİŞ YOLLAR VE OTOPARKLAR DEĞİL”
Tabi burada bir ulaşım konusu konuşurken, bizi dinleyen birçok kişinin aklına hemen daha geniş yollar ve otoparklar gelecektir. Bunlar çözümün bir parçası, yapılacak yeni işlerin içinde bunlar da mutlaka olacak; ama çözüm sadece bunlardan ibaret değil.
Bir taraftan bunlar yapılırken öbür taraftan trafiğin diğer kentsel değerlere etkisi de gözlem altına alınacak. Mesela, trafiğin şehrin mevcut haline etkisi ile çözüm olarak getirilen yeni düzenlemenin şehre etkisi birlikte gözlemlenecek ve değerlendirilecek.
Biz belediyecilerin en çok sorun yaşadığı hususlardandır, burası. Daha rahat bir ulaşım için tarihi varlıklar yok edilmemeli, buna dikkat edilecek. Daha rahat bir ulaşım için doğa güzellikleri, doğal güzellikler heba edilmemeli buna dikkat edilecek.
Kent içinde özgün değerler, özel motifler varsa bunlar mutlaka korunarak gerekli çalışmalar yapılacak.
Sadece geniş yol açmak her zaman en iyi çözüm olmayabilir ya da çözüm bile olmayabilir. Ölçü “önce insan”, “önce şehir” olmalıdır. Çünkü yönettiğimiz şehirler bize bir miras değil, hepimize bir emanettir. Bu hassasiyeti göstermek zorundayız.

“BİR TAKIM KISITLAMALAR OLABİLİR”
Ulaşım meselesine böyle baktığımızda bazen kısıtlayıcı olmak ihtiyacı da doğabilir. Her yol, her noktaya ulaşmak zorunda değildir. Ya da herkes her yere özel aracı ile gitmek zorunda değildir. Roma gibi çok önemli birçok şehirde, şehir merkezlerinin, özellikle antik kentlerin araç trafiğine kapalı olduğu bilinmektedir. Biz de Ulu Camii ve Arasta etrafında bir süre sonra bir yayalaştırma, yani araç trafiğine kapalı alan oluşturma çalışması yürütmekteyiz. Bu çalışmaların sonunda karşımıza böyle bir kısıtlayıcı tedbirler de çıkabilir.

“OTOPARK KONUSU, BİR ALIŞKANLIK MESELESİ”
Bizim ülke olarak yeteri kadar otopark yapabildiğimizi söylememiz mümkün değil. Ancak otopark kullanmayı seven bir millet olduğumuzu da söylemek mümkün değil.
Biz daha çok aracımızı evimizin önünde, dükkânımızın önünde park etmeyi seviyoruz. Yani herkes aracını yanında seviyor. Belki bunlarla ilgili sınırlamalar, kısıtlamalar da gelecek.
Hazırlanacak raporlarda bu ifade ettiğimiz hususların mutlaka hepsinin etkileri olacaktır. Bunlardan hoşlandığımız hususlar olabileceği gibi, şunlar olmasıydı iyi olurdu dediklerimiz de olacak. Şüphesiz bu düşüncelerin hepsi bizim için kıymetli, hepsini önemsiyoruz. Ama bizim için asıl önemli olan, tek tek memnuniyetler yerine toplumsal memnuniyettir. Şehir içi ulaşımın bir bütün halinde standardının yükseltilmesidir. Şehirde yüksek kaliteli, yüksek konforlu, sorunları minimize edilmiş bir ulaşım modelinin ortaya çıkarılmasıdır.”
(Taner ŞİMŞEK)
Editör: TE Bilisim