Enflasyon farkı uygulamasının memurlar ve emekliler için hayati derecede önemli olduğunun 2014 yılında yaşanan kayıplarla ortaya çıktığını anımsatan Gül, açıklamasında şunları dile getirdi:
“Memurlar bu yıl yeniden ödenecek enflasyon farkı dolayısıyla zararlarının karşılanacağı konusunda umutlanmışlardı. Ama tam da enflasyon farkı ödemesinin belirleneceği ayda gıda ve temizlik ürünleri ile petrol başta olmak üzere tüm harcama kalemlerine zam gelmişken enflasyonun eksi çıkmasının anlaşılır gibi değil. Zaten 2014 yılında memur ve emekliler büyük zararlar yaşadılar. Bu yıl da Mayıs ayına kadar %2,3 olan enflasyon farkı Haziran ayında %1,76’ya düşürüldü. Enflasyon farkı, çalışanlarımızın alım gücünün korunması açısından hiç olmazsa bir can simidi olarak görülüyor ama o da hesap oyunlarıyla iç ediliyor.
Sokağa, çarşıya, pazara çıkıldığında her şeye zam geldiğini görüyoruz. Kazancımız harcamalarımıza yetmiyor. Millet, borçlanarak yaşıyor. Enflasyonun eksi olduğunu iddia edenler, hiç sokağa çıkmıyor, hiç oruç açmıyor mu? İftar çadırları dolup taşıyor; sokaklar dilenciden, evsizden geçilmiyor. Yoksa bu iftar çadırları göstermelik mi? Bu alanlarda yemek yiyen insanlar zengin mi? Peki, öyle değilse bunlar enflasyondan kaynaklanmıyor mu? Gelirlerdeki düşüşten kaynaklanmıyor mu?
Memurların ve emeklilerin alacağı üç kuruşa göz dikenler, her türlü hesap oyununu yapıyorlar. Sonuçta açıklanan resmi rakama itiraz etmek ve değiştirilmesini sağlamak gibi bir şansımız yok. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak önümüzdeki aybaşında başlaması gereken toplu sözleşmelere tüm ciddiyetimizle, memur ve emeklilerimizin hassasiyetleri doğrultusunda hazırlanıyor ve bütün bu kayıpları hesaba katıyoruz. Toplu sözleşme görüşmelerinde memurun ve emeklinin haklarını budamaya cüret edenlerin ipliğini pazara çıkaracağız. Milyonlarca memurun, emeklinin hakkını kim yiyorsa onları bu mübarek günlerde Allah’a havale ediyorum.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim