CHP İstanbul Milletvekili, emekli Üsküdar Müftüsü, hemşehrimiz İhsan Özkes, önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, çıkarılmak istenen iç güvenlik yasasının, muhalifleri hizaya getirmeyi, sindirmeyi, toplumu köleleştirmeyi amaçladığını savunarak, “Unutmayınız ki Hak gücü ve halk gücü en büyük güçtür” dedi.
İhsan Özkes, konuşmasında şunları söyledi:
“Sevgili Peygamberimiz ‘öyle bir zaman gelecek rüşvet hediye adı altında alınıp verilecek. İbret olsun diye gözdağı vermek için suçsuz kimseler öldürülecektir’ buyurmuştur.
Bir düşünür şöyle diyor: ‘Hakların mahkum edildiği bir ülkede, bütün doğruların yeri cezaevidir.’
Bu ülkeyi top yekun cezaevine dönüştürme yasası çıkartılmak isteniyor.
Çıkarılmak istenen iç güvenlik yasası, toplumu köleleştirme yasasıdır. Gaziantep’te izlediğimiz gibi ‘Sık lan sık’ yasasıdır.

HZ. ÖMER YAŞASAYDI…
Hz. Ömer halka şiddet kullanan Valisine ‘Analarının hür olarak doğurduğu insanları ne zaman köleleştirdiniz’ demişti. Hz. Ömer bugün yaşasaydı, günümüz muktedirlerine ne derdi acaba?
Malını, canını, ırzını, namusunu, hakkını, hukukunu korumak ve savunmak dinimizin de emridir.
Sevgili Peygamberimiz ‘Hak sahibin konuşma yetkisi vardır’ buyuruyor.
Hak sahibini konuşturmazsanız, ağzını kapatır karga tulumba yerlerde sürüklerseniz, ifade özgürlüğü vermezseniz; insanlığı yerle bir edersiniz.

HAKKINI SAVUNMAK HAYIRLI İNSANIN VASFIDIR
Bir Bedevi Peygamberimizden alacağını istedi ve O’na karşı sert davrandı. ‘Borcunu ödemezsen seni sıkıştıracağım’ dedi. Bunun üzerine oradakiler ‘Yazıklar olsun, kiminle konuştuğunu biliyor musun?’ dediler. Bedevi ise ‘Ben hakkımı istiyorum’ dedi. Peygamberimiz ‘Niçin hak sahibinden yana olmuyorsunuz?’ dedi. Bedevinin borcu fazlasıyla ödendi. Hz. Muhammed ‘İşte bunlar (hakkını savunanlar) insanların en hayırlılarıdır. İçinde zayıf kimselerin incitilmeden hakkını alamadığı bir toplum yükselemez’ buyurdu. Yani, hak sahibinin Peygambere bile karşı durup hakkını isteme yetkisi vardır. Hakkını savunmak, direnmek; hayırlı insanların vasfıdır. Zira zulme rıza zulümdür ve haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

HAKSIZLIK KARŞISINDA EĞİLEN, ÖNCE HAKKINI, SONRA ŞEREFİNİ KAYBEDER
Dünden bugüne insanlar direnseydi, insanlık yerlerde sürünmezdi. Direnmek ancak omurgalı insanların şiarıdır.
Hz. Ali’nin tabiriyle ‘Haksızlık karşısında eğilen önce hakkını sonra şerefini kaybeder.’
Direnmeden devrim olmaz. Tarihte en büyük devrimci Hz. Muhammed’dir.
Allah ‘Bir topluluğa duyduğunuz kin sizi adaletsizliğe sevk etmesin’ (5/Maide, 8) buyuruyor.
Bu iktidar, kin duyduğu her kesime zulmetmek için bu yasayı çıkartıyor.

HZ.ALİ’NİN BÜYÜKLÜĞÜ
1400 yıl önce Hz. Ali’nin yönetici olduğu dönemde yaşanan bir olayı zamanımız demokrasisi ile kıyaslayalım:
Halifeliği döneminde ‘Hz. Ali’nin görevlileri Kufe’de Hz. Ali’yi kınayan, hatta içlerinden birinin ‘Yemin olsun ki onu öldüreceğim’ diyen beş kişiyi yakalayınca, beraberlerinde bu öldürmeye yemin eden de olmak üzere onların serbest bırakılmasını emretti. Adamlarından biri Hz. Ali’ye ‘Seni öldüreceğine yemin etmişken onu serbest bırakıyorsun!’ deyince, Hz. Ali ‘Beni öldürmemişken, onu cezalandıracak mıyım?’ cevabını verdi. Adam ‘Ama o sana küfretti’ deyince, Hz. Ali ‘İstersen sen de ona küfret ya da bırak!’ dedi.
Namık Kemal şöyle demiştir:
‘Bulunmazsa milletin efradı beyninde adalet
Geçer bir gün zemine arşa çıksa da pâye-i devlet.’

ALLAH’TAN KORKUN!
Haksızlığın, zulmün, şiddetin kanununu çıkartıp, yasal hale getirmek telafisi mümkün olmayan bir yanlıştır. İktidar ne hak tanıyor, ne hukuk tanıyor. Yapmayın, etmeyin Allah’tan korkun, Allah’ın kullarını, iktidara kul etmeyin.
İktidar gücü, devlet gücü, yargı gücü, kapitalizm gücü ve siyasallaşmış din gücü adeta iktidarı korku salan bir canavara döndürmüştür.
Unutmayınız ki Hak gücü ve halk gücü en büyük güçtür.
Zulüm ile abad olunmaz. İktidar sona yaklaşmıştır. Gün gelir zalim parmaklarını ısırır.”
Editör: TE Bilisim