Türkiye’nin kimyasıyla, gerek algı operasyonlarına, gerekse rejim değişikliğine, geriye dönük devlet sistemlerine, imparatorluk hülyalarına varana kadar oynanmaya çalışılıyor.
Öncelikli olarak baskıcı unsur olan hükümet var. Devletin tüm aygıtları elinde olan hükümet, kendi insanını korkutmuş, bastırmış, asimile etmeye çalışmış toplum yaratma gayretinde. Kurdukları korku imparatorluğundan kurtulmak isteyenler çalınacak olan oyları da hesaba katarak “seçimleri yine kazanacaklar” algısıyla; “onlar kazanmasın diye oyumu HDP’ye vereceğim“ diyorlar. İşte onlara sormak istiyorum:
HDP ne kadar demokrat?
Kendilerini aydın yerine koyan bazı kişiler başta olmak üzere, (kısaca biz onlara her devrin adamı da deriz) cemaat ile AKP’nin arası iyiyken, önce cemaatçi idiler. Sonra AKP nin arası cemaatle bozulunca cemaate demediklerini bırakmayıp AKP’yi desteklediler.
Tamam içinizden ‘buraya kadar her şey normal’ diyebilirsiniz. Aynı düşüncenin insanları. Birlikte güzelim ülkemizi bir sana- bir bana paylaştılar. Sonra ne olduysa hayatın “güleriz ağlanacak halimize” tarafı ile hepsi HDP sözcülüğüne soyundu.
Neymiş? HDP demokratik bir partiymiş.
Demokrasiden mi söz etti birileri?
Gidip CHP’ye bakın. Ama lütfen bakar-kör olmadan bakın. Önseçime giden CHP zaten herkese demokrasi dersi verdi.
Üstelik söylemlerinde, CHP sevdalısı Alevilerin de HDP’ye oy vereceğini dillendiriyorlar.
HDP’ye oy vermeyi düşünenlere sormak lazım; amblemlerindeki o ağacın altında duran 35 bin şehidimizin kanını, şehit analarını yok mu sayacaksınız?
İmralı’daki çocuk katilinden sayın diye söz eden, PKK’dan ve ondan emir alarak hareket ettiklerini söyleyenlere nasıl demokrat diyebilirsiniz?
Alevi katili Cemşit Paşa’nın torunu olan Demirtaş’a ne kadar demokrat diyebilirsiniz? Hangi yüzle Alevilerden oy istiyorlar?
1514 yılında Cemşit paşa İdris-i Bitlisi paşa ile hareket ederek katliam yapmıştır. Daha sonra İdris-i Bitlisi paşa Selimname eserinde bunları kaleme almıştır. Alın bu Selimname eserini katliam ve iğrençliği doğrulayan yazısını okuyun. Okurken yer yer tüyleriniz diken diken olacak, kadınlara yapılanlardan gözleriniz dolacaktır.
Sürekli olarak etnik kimliği kanayan yara haline getirip siyaset yapan bunlar değil mi?
AKP hükümeti ile çözüm süreci anlaşmasına girip her istediklerini yaptıran bunlar değil mi?
Bizler bir gün geç yatırmadığımızda uyarılıp, bir hafta yatırmadığımızda kesilen elektrik, su faturaları ile boğuşurken, vergimizi ödemeye çalışırken, hiç birini ödemeyen, üstüne üstlük kaçaklarını bize ödeten bir partiye nasıl demokrat diyebilirsiniz?
Atatürk büstlerini talan eden,
Türk bayrağımızı yakan bunlar değil mi?
AKP’den kurtulmak için HDP’ye oy vereceğim diyenler,
7 Haziran’da sandığa gittiğinizde aklınıza bütün bunları getirin.
Birisi dini, diğeri etnik kimliği kullanıyor. Ülkemiz ve bizim üzerimize oynanan oyunları durdurmak için siz de “Dur!”
deyin bunlara.
Seçme hakkınızı,
Eğer kendinizi karanlıkta hissediyorsanız aydınlığa çevirmek için kullanmalısınız. “Bir oy, bir oydur.”
Her Gününüz Güzel Olsun.