İnsan için dünya ve ahiret olmak üzere iki yurt vardır. Yüce dinimiz İslam'ın amacı dünya ve ahiret hayatında insanın huzur ve mutluluğunu sağlamaktır.
Dünya ve ahiret saadetini sağlayabilmek için tüm tedbirleri alan İslam dini her iki âlem adına bizlere birtakım sorumluluklar yüklemiştir.
Kur'an'da dünya hayatı; oyun, eğlence, gösteriş, övünme, mal ve evlat çokluğunda yarıştan ibarettir gibi ifadelerle dile getirilirken;(l) ahiret ise; Allah'a ve Resulüne inananlar ve salih amel işleyenlerin güzel mükâfatlarla memnun olacağı yer olarak tanımlamr.
Konuyla ilgili olarak Cenab-ı Hakk Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez." Başka bir ayet-i kerimede de insanoğlu şöyle uyarılır: "Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi?”
Cenab-ı Hak hangimizin daha güzel işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yarattığın bildirmiştir. Hayat, faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığının görüleceği ebedi âleme geçiştir. Faaliyet alanımız dünya, karşılık göreceğimiz âlem de ahirettir. Dünya geçici, ahiret ise ebedidir. Dolayısıyla Dünya âhiretin tarlasıdır.
Bu bilinçle yaşayan mümin, kendisinin ve yakınlarının ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştığı gibi; vatanı ve milleti için, mukaddes bildiği manevi değerlerini korumak, kollamak ve hayırlı hizmetlerde bulunmak için de çalışacaktır. Bütün iş ve faaliyetlerinde Allah'ın rızasını arayacaktır. Zira Yüce Rabbimiz; "İnsan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur." buyurmaktadır.
Şu kısacık ömrümüzde ebedi hayatı kazanmak durumundayız. Hayatımızın her anında Cenabı Hakk'ın bizi gördüğünü bilerek yaşamalı, fiil ve davranışlarımızı ona göre şekillendirmeliyiz. İşte o zaman her işimiz ibadet olarak kabul görür ve karşılık bulur. Bizler ahiret için dünyayı, dünya için de ahireti terk etmemeliyiz.
Sonuç olarak; dünyanın, ahiretin tarlası olduğunu ve burada ne ekersek ahirette onu biçeceğimizi unutmayalım. Ve Rabbimizin Kur'an'da bize öğrettiği gibi dua edelim: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!"