KİMSEYE ZULÜM ETMEMİŞ, HAKSIZLIK
YAPMAMIŞSAN, YÜCE ALLAH SENİ KORUR

Zavallı marangoz bu kısa zamanda bırak yirmi adet süslü sandığı, yanına 12 tane de yardımcı alsa yine bu zaman içinde bunu başaramaz. Adam bu sandıkların birisinin bile saraya layık olacak şekilde yapılmasının bir aydan önce mümkün olamayacağını anlattı ise de hakkında verilen zalim karardan haberi yoktu. Ağlayarak evine geldi. Saliha ve Cemile olan hanımına durumu haber verdi. Hükümdarın marangozu öldüreceğini anladılar ama sebebini bilemiyorlardı. Fakat ellerinden bir şey gelmiyordu. Marangoz hanımına beni harcayacaklar, bu kesin, buraya kadarmış. Bu faninin sonu ölüm değil mi? 10 sene, 20 sene sonra olacağına şimdi olur. Takdir bu imiş. Hakkını helal et, der.
Marangozun Saliha hanımı gün doğmadan neler doğar, üzülme, Allah’a sığınmadan başka çaren yok. Ona dayan, ona güven, ondan yardım dileyelim. Çarelerin bittiği yerde Ulu Allah yetişir derde. O günü bekleyelim, ya deve ölür ya deveci. Kaderinde yaşamak varsa ömrün olur, diye teselli verir kocasına. Ve ona der ki: Şimdi sana soruyorum. Hiç kimseye zulüm ettin mi? Hiç kimsenin haksız olarak malına, canına, namusuna kastettin mi? Eğer bunları yapmışsan zalimsin. Zalimler işledikleri değil de işlemedikleri suç ile eski zulümlerinin cezasını görür.
Kocası: Asla bir zulüm işlemedim.
Kadın: Öyleyse korkma, dediğim gibi hakka sığın. Zalimin zulmünden koruyacak tek yüce güç Hz. Allah’tır. O seni koruyacaktır. Ümidini Allah’a bağla, der.
Bu arada zaman geçer, vakit yaklaşır. Endişe çoğalır. Nihayet şaha sandıkların teslim edilme zamanı gelir, çatar. Tam o sırada kapı çalınır. Marangoz hanımına hakkını helal et, cennette buluşuruz der ve kapıyı ağlayarak açar, ki, saraydan gelen memurlar kapıdalar. Marangozun ayaklarının bağı çözülür ve yere yığılır.
Marangoz gelen memurlara sandıkları yapamadım diye feryadü figan ederken, çavuş, marangoza, bırak şimdi sandıkları, bize acele bir tabut lazım. Padişah öldü, süslü olsun deyiverir. Sabaha karşı öldü, acele et. Yarına yetiştir, der. Yeni Şahın emri budur, deyip oradan ayrılırlar.
İşte böyle, ne demiş Ziya Paşa:
“Kişiye sadakat yaraşır görse de ikrah.
Doğruların yardımcısıdır Hz. Allah cc.”
İşte bazen böyle olur. Zulmün bazen cezası gecikir, belki mahşere kalır. Bazen de akşama kalmaz. Yıldırım gibi yetişir. Masum ve mazlum Allah’ın korumasındadır. Asla kimse onlara zarar veremezler. Ne demiş Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri:

Naçar kaldığın yerde
Açılır gizli perde
Derman erişir derde
Görelim mevla neyler
Neylerse güzel eyler.

Deme şol niçin şöyle
Yerindedir ol öyle
Bak sonunu seyreyle
Görelim mevla neyler
Neylerse güzel eyler.

SÜRECEK