Evet, bugün Türkiye Cumhuriyeti için bu mutlu günün 104’üncü yıldönümüdür.

Yani egemenliğin monarşiden millete geçişinin yıldönümü

Ve ülke işgal altındayken cumhuriyetin temellerinin atıldığı, ilk kazmanın vurulduğu günün yıldönümü

23 Nisan 1921 günü “Milli Bayram” olarak kabul edilmişti.

1922’de saltanatın kaldırılmasıyla “Hâkimiyet-i Milliye Bayramı” olarak, sonraki yıllarda ise “Milli Hâkimiyet Bayramı” olarak kutlanmıştır.

Ve Atatürk tarafından, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum günü olması nedeniyle özellikle milletin geleceği olan çocuklara armağan edilmiş olan bu bayram:

Ve 1935’ten itibaren “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak kutlanmıştır.

1981’den itibaren de “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak kutlanmış ve bugün, tüm ülke çapında büyük bir coşkuyla 104’üncü yıldönümü kutlanmaktadır.

        ***

23 Nisan 1920:

İlk kez 19 Mayıs 1919 günü Samsun’dan duyulan, 22 Haziran 1919’da Amasya’da yükselen; 23 Temmuz’da Erzurum’da, 4 Eylül’de Sivas’ta daha da yükselen ve emperyalist işgale karşı bir “Kutsal İsyan” çağrısının ilk günü olmuştu.

Çünkü Osmanlı toprakları, emperyalizmin gözünde büyük bir hedefti.

Ve de tarihi şartlar; yaşayabileceği süreyi doldurmuş olan Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanma ve dağılma sürecini yaratır olmuştu.  

Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı ile topraklar kaybedilmiş, Sevr Antlaşması ile Osmanlı coğrafyası hızla paylaşılmıştı.

Anadolu bile paylaşılmış ve de Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşama şansı ve yeniden inşa şansı kalmamıştı.

İşte o gün bu oluşumları görebilmek, tarihi diyalektiği doğru okumak gerekiyordu.

Görülmüş, okunmuş ve de ulus devlete gidişin yol taşları döşenir olmuştu.

***

Ve 23 Nisan 1920:

        Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededirdiyen

İstanbul hükümeti sorumluluğunu yerine getirememektedir diyen

        Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktırdiyen

        Ve bunun için, “Her türlü baskı ve kontrolden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir” diyerek Anadolu’yu emperyal işgale karşı direnişe çağıran

Ve bu Kutsal İsyan’ın siyasi rotasını belirleyen milli iradenin temsil edildiği, bugünkü adıyla TBMM’nin Ankara’da açılışının ilk günü olmuştu. 

İşte o gün yükselen bu seslerle inşa edilecek bir ulus devletin, kurulacak çağdaş bir cumhuriyetin mayasının atıldığı

Ve de geri dönüşü olmayan ayak seslerinin duyulduğu bir günün, 104’üncü yıldönümüdür bugün.

***

Ve de 23 Nisan 1920’de açılan bu meclis:

O gün emperyal işgale karşı Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Laz’ıyla, Alevi’siyle, Sünni’siyle kutsal bir isyanın ateşini yakmıştır.

Ve Anadolu halk hareketinin siyasal örgütlenmesinin ilk adımını atmıştır.

Ve de tüm doğu halklarının uyanışını tetikleyen, “Kurtuluş Savaşının rotasını belirleyen siyasetin merkez olmuştur.

Yani 104 yıl önce dünya sahnesine Anadolu’dan yükselen bu milli ruh, Atatürk’ün “Günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum” sözlerinde ifade edildiği gibi, tüm ezilen halklar için ilham ve cesaret kaynağı olmuştur.

***

Evet, 23 Nisan 1920:

O gün Meclis’in açılmasıyla birlikte Atatürk’ün önderliğinde, “hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletin” olduğu, Anadolu topraklarından tüm dünyaya haykırıldığı gün olmuştur.

Ve 23 Nisan, kurtuluş mücadelesinden çıkmış bir halkın, bağımsızlık ve egemenliğini tüm dünyaya ilan ettiği gün olmuştur.

Ve de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”, millî birliğin kenetlenmesinin güçlü bir ifadesi olmuştur.

Tüm halkımıza kutlu olsun.