BARSELONA’DA ZEYTİN AĞACI ÇOK,
AMA KAHVALTILARINDA ZEYTİN YOK
Gittiğimiz yoldan dönerek Barselona’da Plaza de Espanya Meydanındaki, iki gece kalacağımız otelimiz Catalunya’ya ulaştığımızda yorgunluğumuz had safhada idi.
Gezimizin ikinci günü (27 Nisan) sabahı Barselona kent içi turu için otobüsümüzle yola çıktığımızda,rehberimiz doğal olarak İspanya tanıtımına devam ederken, biz de şehrin düzenli, yerleşik bir kültürün eseri olan görünümünü beğeniyle izliyorduk.
İspanya futbolu ile de ünlü. Real Madrid takımı birkaç kez dünya kupası almış. Barselona futbol takımı da dünya çapında bir başarı simgesi. (Ülkemizdeki futbol merakı da başlı başına bir olay değil mi? Ülkenin ana sorunlarına duyarsız olan insanlarımız, futbol söz konusu olunca çıldırmıyorlar mı?)
Barselona 1888 ve 1928’de iki kez Expo Fuarına ev sahipliği yapmış. Bu çok önemli fuar, başta ilginç yapılar olmak üzere şehre çok şey katıyor. (Bu sene 1 Mayıs’ta Milano’da açılan Expo Fuarını ülkemiz kıl payı kaçırmıştı.) Barselona’da 1992’de de olimpiyatlar yapılmış.
Otelimizin yakınında boğa güreşi arenasının dışcephesi duruyorsa da, içi AVM olarak düzenlenmiş.
Barselona’nın en ilginç yapısı, şüphesiz şehrin merkezinde yer alan Sagra de Familia Katedrali. Ünlü İspanyol mimar Gaudi tarafından 1884 yılında başlanmış. Neo-gotik tarzda. Hayatının en önemli eseri. Her dönemde farklı bir tarz ilave edilmiş şimdiye kadar. Hâlâ bitmemiş. Mevcut durumu ile de son derece görkemli bir görüntüsü vardı. 2026’da bitirileceği söyleniyor.
Şehri panoramik olarak görebilmek için şehrin güneyindeki Montjuic (213 m.) tepesine çıktık. Buradan liman ve batısındaki bir meydanda Kristof Kolomb anıtı görünmekte idi.
Barselona çok pahalı bir kentmiş.
Bugünki gezimizin son durağı Barselona’ya 45 km.mesafedeki Outlet Alışveriş Merkezi idi. Minik bir kasaba görünümünde. Fakat bize pahalı geldiği için pek bir şey alan olmadı. Ülkemizde de aynı şeyler vardı.
Toplu olarak akşam yemeğimizi yediğimiz restorandaki deniz ürünlerinin sunum şekli pek de alıştığımız gibi değildi. Bu yiyecekler buz üzerinde ikram ediliyordu.
İki gece konakladığımız Barselona’daki Catalunya Hotel’den 28 Nisan sabahı Valencia’ya doğru yola çıktığımızda, kilometrelerce gittiğimiz yol boyunca tarım arazilerinde önce turunç bahçeleri, daha sonra da zeytinlikler ve sebze bahçeleri dikkat çekiyordu. Tüm ağaçlar, sebzeler adeta cetvele çizilmiş gibi ekilip dikilmişti.
Ayrıca dağ taş, yola çok uzak noktalar bile aynı düzende ve kontrollü görünüyordu. (Bir Ziraat Mühendisi olarak da hayran kaldım.) Oysa bizde de ne kadar verimli topraklar vardı da, kullanmayı bilmiyorduk. Sahile yakın olanları da yazlık sitelerle dolduruyorduk. Yanlış tarım politikaları yüzünden samanı bile ithal etmiyor muyuz?
Bir de dikkatimizi çeken, bu kadar zeytin ağacının bol olduğu bu memlekette sabahları zeytin yeme geleneği yoktu. Zeytini zeytinyağı olarak tükettiklerini öğrendik.
(SÜRECEK)


Barselona’dan Valencia’ya doğru tarım arazileri…

Çorum kafilesinden bir grup, Barselona’da Marina civarında…

Barselona’da Sagra de Familia Katedrali ve Kristof Kolomb Anıtı…




Barselona’da eskiden arena olan AVM…