Çok eski değil, 50-60 sene kadar önce:
Krep’e Kirez
Biraz yerine Birez derken: Patlıcana da baldırcan derdik.
Aslında doğruyu o zamanlar konuşuyorduk.
Kirazdan, kirez daha doğrudur!.. Türkçenin ses uyumuna uygundur.
Patlıcana gelince; yemeklerinin çeşitliliği, hele bazılarının, Hünkar beğendi, imam bayıldı, Alinazik gibi ayrıcalık çağrıştıran isimlerden başka çiğ sebzenin isimleri de farklı…
İstanbullular patlıcan derken, Gaziantep ve çevresi Balıcan, Tokat, Çorum ve yöreleri eski olan, Baldırcan diyordu.
Çorum’da, isim farklılığının yanında, bağ bozumundan sonra pekmez kaynatılırken, pekmezli patlıcan reçeli, turşu kurarken de patlıcan turşusu çeşitleri arasında katılırdı.
Baldırcan ismini esprili bulmamın nedenini yazımın sonunda açıklayacağım.
Televizyon ve diğer iletişim araçları Türkiye’nin yöresel şiveleri arasında ki ayrıcalıkları çok azalttı.
Aslında yöresel şive ve isimler, Türk dil kurumunun faydalanabileceği zengin hazineydi ama onlar kelime üretme gibi zor ve yanlış yolu seçtiler ve başarısız oldular.
Atatürk’ün önemli bir girişimini de harcamış oldular.
Çorum ve Zile’de Hitit’lerden kaldığını sandığım, birbirinin tıpatıp benzeri olan oluşumlar var. Çorum’da ev ekmeği denilen, günümüzde yufka diye genel bir isme karıştırılmış ekmeğe Zile’de İskefe dendiği gibi Tokat’ın bazı yörelerinde de aynı ismin kullanıldığı sonradan öğrendim. Bunun kaybolması dilimizin fakirleşmesi bakımından önemlidir.
Çorum’da kullanılan Şilepe sözcüğü kaybolmak üzeredir. Türkçe’de karşılığı olmayan bu sözcük, ele tatlı bulaşmasından, ‘yapış yapış’ olduğu zaman ‘elim şilepe oldu’ şeklinde kullanılır.
‘Sucuk’ der geçeriz.
Etle yapılan sucuk. İpe dizilmiş cevizin, üzüm pestili bulamasına bandırılmasına da, çatıdan karların erimesi ile meydana gelen buzlara da sucuk diyoruz.
Ne kadar üzücü ve anlamsız dil fakirliği.
Bizim çocukluğumuzda Çorum’da etle yapılan sucuğa İLİŞKİR. Cevizli sucuğa KÖME.
Çatıdan sarkan buza SUCUK denirdi.
Türkiye’de yapılacak bir araştırma ile iskefe, şilepe, ilişkir, köme örneklerine benzer oluşacak zenginliğinin az olmayacağını düşünüyorum.
Gelelim Baldırcan ismini aklıma düşündürdüklerine.
Bunun ‘can’ın baldır’ şeklinde algılarsak; bebek veya küçük çocuk baldırı ile benzerlik görülür.
Malum-u Aliniz: diz mafsalı ile ayak bileği arasındaki kısma ‘baldır’ denir.
Özetlersek;
Olaya bu açıdan bakıldığında;
‘baldırcan’ en doğru isim sayılması gerekirken, korunamamış, güme gitmiş, yazık olmuştur…
Savaşsız sevgi dolu bayramlar ve
En güzel günler sizlerin olsun.