“Gelen gideni aratır” sözcüğü bürokrasi ve hükümetler için kullanılırdı. Ayrıca bazı yenilikler için de kullanıldığı oldu. Yaşadığımız yenilikleri düşününce hiç de eskiyi anımsamadığımızı düşünüyorum.
Konuya gençliğimin tartışmalı kadın çoraplarından başlayalım:
Naylon kadın çorabının ilk örneği olan ipek çorap arkasından dikişli, çabucak kaçan dayanıksız ve son derece pahalıydı.
Naylon çorabın dikişsiz oluşu görünümün eksiği olarak eleştirildi. Böyle bir eksiklik olup olmadığını eski Amerikan filmlerini izleyenler görür ve karar verir. Ayrıca kanser yapacağı söylendi. Aradan geçen 70 yıl olumsuz eleştirilere rağmen naylon kadın çorabımız “cuk oturmasına” engel olmadı.
“Evlenmeyin bekârlar!
Naylon kızlar çıkacak” diye türkü çıkmıştı.
* * *
1970’li yıllarda İstanbul’da sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen lüks otellerimizden birinde kalan Amerikalının teleks olmadığı için işinin aksadığını anlatılışına şahit olmuştum.
Faks geldi. Teleksi sildi. Kimse de teleksi hatırlamadı.
Daha sonra muhterem internet geldi.
Ansiklopedinin bütün ihtişamını; cep telefonumuz bir köşesine sığdırdı ve koca koca ansiklopedileri demode edip lüzumsuz kıldı.
40 sene önce bir dostumuz tarafından evimize getirilen ağırlığı 30 kilogram gelen Meydan Larousse Ansiklopedisi’nin şimdi cebinde taşıdığı bir sigara paketi ebadında, kalınlığı sigara paketinin de yarısından az cep telefonun kapsamının az bir kısmını kapladığını düşündükçe rahmetli Safa Kılıçoğlu’nun son durumu görmeden vefat edişinin şans olduğunu düşünüyorum.
Ülkemizin kıymetli edebiyatçıları ve bilim adamlarını bir araya getirerek o muhteşem hacimli eseri Türkiye’mize sunan Safa Kılıçlıoğlu bu günkü durumu görseydi, kahrından ölürdü.
Yani Safa Kılıçlıoğlu ve kadrosu adına ve diğer ansiklopedi emektarları adına büyük emekleri boşa gitmesi gibi görünen bazı olayları üzülerek değil sevinilecek bir durum vardır. Çünkü internete onlardaki bilgiler aktarılmıştır ve daha pratik kullanılır hale gelmiştir.
Özetlersek ansiklopediler internetin içindedir. Böylece Safa Kılıçlıoğlu’nun ruhu da rahatlamış olur.
* * *
Uzun seyahatlerden dönüşün yorgunluğunu atamadım. Konuyu daha uzatıp hem kendimi hem de sevgili okuyucuları yormayayım.
En güzel günler sizlerin olsun.